Dünyanın merhamatten yoksun insanlar zümresine karşın,
ziyan edici bir ayaz aralık gecesinde
Rabbin nefes-i lutfu ile yaşama merhaba demiş biri..
Hiç unutmam!
1983 yılının çokça nahoş, zehir zıkkım bir sabahıydı.
Babam beni ve benden iki yaş küçük kardeşimi,
Mardin'nin Kızıltepe ilçesindeki Atatürk ilkokuluna götürmüştü.
Okuldaki ilk günümüzdü.
Öğrenci mevcudiyetinin çokluğundan olsa gerek,
biz ve bizim gibi neye uğradığını şaşırmış bir sürü çocuğa,
okulun bodrum katındaki
'muhtemelen öncesinde kömür ...
Başka bir şey var senin kaleminin ucunda...
Sanki tırnaklarını geçiriyorsun her harfin sonunda.
Ve satırın sonunda kan kaybından ölmüş oluyor okuyan.
Dedim ya, tercümanı olunamayacak başka bir şey var senin satır aralarında.
Şaşı bir şair olarak derim ki; köylü şair de oluyormuş.
Ya Râb!
Hali harabımdan habersiz yârimi, haberdar et.
Ona de ki;
Evet, özlüyorum!
İçten ve samimi.
Annem bu sabah; "Gönlün mü hasta? " dedi.
Otuz beş yıllık ömrüm bir söze sığdı da, ben "Evet" diyemedim.
Yılların birikimi var içimde.
Bir duygu karmaşası, tarifsiz bir zihin bunalımı.
Bir kalabalıkta, annesinin elini kaybetmiş bir çocuk telaşı.
Varlığınla var olmadığım için, yokluğunda yok olmadım.
Hani giderken "kendine iyi bak" demiştin ya,
dediğini yaptım, kendime iyi baktım.
Biraz kilo aldım.
Kendime yeni kıyafetler aldım, bol bol dolaştım...
Mardin!
Mezopotamya'nın kadim şehri!
Hayatımın bu döneminde,
senden gitmekte, sana gelmekte yoruyor beni.
Büyüdüğüm,
Günlerdir karnımda bir ağrı ile dolaşıyorum.
Bir şehrin en kalabalık caddesinde, yalnızlığın en yalın halinde,
annesinin ellerini kaybetmiş bir çocuğun tedirginliği var içimde.
Bu aralar geceleri sabahlara kadar sigara içiyorum.
Dalıp dalıp koca mezopotamyanın sindiği Mardin silüetine, efkar yapıyor.



Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!