Singapura geleli 20 gün oldu ilk günlerdeki şaşkınlığımı atlattım harika bir şehir teknolajinin her tür imkanı var küçücük beşikteki konuşma bilmeyen bebelerin elinde son model telefonlar oyunu açıp basıyorlar düğmeye gözlerime inanamıyorum,,, şimdi alıştım........
Sabahları uyanıp erkenden sokakları dolaşıyorum her yer pırıl pırıl sokakta sigara içmek değil yere atmak yasak aksi halde hapis cezası sakız çiğnemek yasak o kadar çok yasak varki....... neden insanlar bu kadar saygılı, korkak...
Şaştığım şey şu sabah erken yola çıkan küçük kamyonet tipi arabalrda alt tabaka yabancı insanlar var inşaat yol tamiri vs vs işlerine gidiyorlar servisle Filipinlerden hindistandan gelen esmer tenli insanlar hemen göze batıyor alışveriş yaptıkları marketlerde ucuz şeyler satılıyor aralarında dolaşmaktan mutluyum onların gözüne bakınca gülümsyorum çocukları inanılmaz güzel bazan dayanamıyor uzanıp dokunuyorum hissetikleri minnet gözlerinden okunuyor değer verilmmenin güzelliğiyle gözlerinin içi gülüyor.
İlk geldiğim günlerde özel lüks bir villada kaldık asri hapishaneydi bana göre ...havuzu ve süper lüks tasarımı ile rya gibi birev gel görki en ufak bir huzur duymadım kızıma buralarda kalmayalım insanların sokaklarda dolaştığı bir yer bulun orda kalalım amcalarının evi varmış devlet evi deniyor 15 gün sonra boşalacak bekleyelim diyorum bekliyoruz taşınacağımız devlet evlerine 2 gün önce taşındık türlü türlü insan modeli ağzım bir karış açık seyrediyorum başka bir dünyadayım dünyanın her yerinde insanlar çocuk genç kadın erkek aynı aynı duygularla yaşıyor aşklarını görüyorum sarılıp öpüşüyorlar kimse dönüp bakmıyor kadınlar narin xxs en küçük bedendende kendi inançlarına göre yaşıyor eskiler... yeniler amerika hayranı dillerini anlamıyorum ama akşama dek onların dilinde tv izliyorum alt yazı ingilizce oluna anlıyorum ........ devlet evlerinin alt katında oturanların hemen hemen hepsi kendi kapısı önündeki toprağa bahçe yapmış inançlarına görede düzenlemiş buda ve mao heykelleri var......... hemen hemen her kapının önünde 10 15 terlik kalaballıklar belli evde terlik kültürü yok ancak sokakta giyiliyor ekvator bölgesi 4 mevsim yaz kışı olmayan bir dünya aklım sevdiğim de olsada mutluyum 2 gün süren temizlik operasyonundan sonra alışverişe gidiyoruz kızımla en yakın markete .......hemen yolun karşısında 200 metre solda caddeyi geçer geçmez karşına çıkıyor... satıcı kadınlarla ingilizce anlaşmaya çalışıyoruz çat pat faydası oluyor gençlerin hepsi biliyor yaşılar hala eski dillerinde ısrarcı sabahları günlük güneşlik öğleden sonra her gün ama her gün yağmur yağıyor genellikle saat 4 dedoğru sicim gibi boşalıyor aniden alıştım yağmuru oldum olası severim ıslanınca ruhumun yıkandığını düşünüp huzur buluyorum nsrini bulmuş kendine siper ederek beni uzaklaştıryor aklınca kolaymı binlerce nesrini kucakalayack kadar geniş bir yüreğim var bir görse bir görse kızım sesleniyor
- Anne senin yoğurdu unutma
Aklıam başıma geliyor ne alacağımı hatırlayıp dolaptan 2 kutu yoğurt alıyorum sepetidoldurmuş kız hıncahınç
_ Nasıl götüreceğiz bunları Aylin?
- Anne arabayla gideriz eve boşaltır yarında gerigetirirz
- Olmaz kızım taksi tutalım
- Anne yolun karşısı taksi almaz bizi
Aylinin peşine takılıyorum rabayı eliden alıp utanarak yolu geçip karşı kaldırıma çıkıyor cadde boyunca yüzüm kıpkırmızı
kızım dalga geçiyor
_ Anne biz bir araba çaldık farkındasın dimi
_ Aylin polis gelirse ben seni tanımıyorum
Kızım basıyor kahkahayı karnı burnunda
- Anne güldürme beni nolur
Caddeyi geçendek ecel teri döküyorum başka yolu yok hepsini taşımaya kalksam altından kalkamam
devlet evlerine geldiğimizde çaldık dediğimiz arabalardan bi kaç tane daha görüp rahatlıyorum
- Anne onca kokruna değmedi bak bizden başkalarında almış zaten parayla alnıyor ki.....arabayı evin içine dek götüryoz
- Anne bir fotoğrafımı çek bu arabayla çekiyorum eşyaları boşaltırken bakıp gülyoruz
Aklımda nesrin ağustos gülü yaban gülü van gülü nesrinin anlamının bunlar olacağını tahmin bile edemezdim ne yazık bir yaban gülü yokki yıllardır bildiğim bir duygu aynı şeyleri söylüyor oyun içinde oyun farkındayım bazan akıllı olmaktan nefret ediyorum sıradan bir ev kadını olmayı düşlüyorum olmuyor dünyanın diğer ucunda aşk değişmiyor
- Anne nerdesin sen daldın yine uzaklara
Ispanakların üzerine yumurtaları kırarken gülüyorum kendi kendime sahi hayal dünyamda bir aşkmı yarattım ben şimdi başa çıkamıyorum gelde gülme var olmayan biriyle nasıl savaşır insan mümkünmü sayfa değişmeni tesadüfenmi buldum bulmamımı istedin? o kısmı çözemedim henüz kendine gel canan kendine gel canan :))))
Kayıt Tarihi : 18.12.2013 15:17:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!