geride bıraktığın son saniye,
bir daha gelmeyecek,
ardından düşen,
son yağmur tanesi olacak,
toprağa karışacak,
yüreğini acıtacak belkide...
odanın soğuk duvarları,
sol yanımda sobam,
aklımda özgürlüğüm...
ve özgürlük günlerinde,
özgünlüğüm var.
nedense bugün,
hiç doğmayacak gibi güneş.
hissettirmedi bile kendini,
şafak(35) mola verdi sanki...
serçeler;
herzaman ki gibi neşeli
akşamdan kalma şarabın üzerine,
su içtin mi hiç?
ruhundaki,
derin izlermiydi,
canını sıkan,
haylazdı bakışları,
korkusuz haykırışları,
gözü kapalı,
kavgaya dalışları vardı...
balıklama dalar,
sakin, samimidir Ahmet.
içerde dosya, dışarda posta;
yazar çizer, gider gelir,
affetmez Ahmet.
dışarı çıkmadan sesler yükselir...
zorla uyandığım yataktan,
keyifle kalktım.
traş oldum, botumu, kamuflajımı, kepimi giydim,
nizamiye’ye indim.
elimi cebime attım,
damardan girdin hayatıma,
ansızın...
unuttuğum her değere,
anlam kattın,
yeni ufuklar belirdi,
gözlerinden gözlerime..!
kimi zaman,
ürkek bir bakıştın,
zaman zaman
korkusuz haykırış...
yeni uyanmış gibiydin,
yola çıkmak üzereyim,
kafam,
tam bi davul...
içine ne konacağından,
habersiz bavul...
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!