Bazen insanın içine attıkları, kimseye söylemedikleri, hatta kendi kendine bile itiraf etmekten çekindikleri vardır. Bir gün biri gelip “nasılsın?” diye sorsa, belki de sadece o kelimenin ağırlığıyla oturup saatlerce ağlayabilirdin. Çünkü aslında sorunun cevabı hep içinde birikmişti ama kimse sormadı. Sen sustun, gülümsedin, devam ettin.
Hayat sana güçlü olmayı öğretti; ama o güç, dışarıya gösterdiğin bir maske değil, içindeki kırılganlığı taşıyabilme cesaretiydi. İnsanların gördüğü senin neşen, dışarıya yansıyan gülüşlerin oldu; ama asıl sen, sessizliklerinde gizliydi. İçinde kocaman fırtınalar koparken bile ayakta kalmayı başardın.
Büyümek bazen yalnız kalmak, bazen de kimseye değil sadece kendine güvenmekti. Kırıldın, incindin, yoruldun… Ama hiçbir zaman tamamen düşmedin. Çünkü sen, düştüğünde bile kendi elinden tutup kaldırmayı bilen birisin. Her yara, seni biraz daha olgunlaştırdı; her kayıp, seni biraz daha dirayetli yaptı.
Senin hikâyen aslında direnç, sabır ve yeniden doğuş hikâyesi. Umudunu kaybetmediğin sürece hiçbir şey seni gerçekten bitiremez. İçinde sakladığın ışık, en karanlık günlerinde bile yolunu aydınlattı. O ışığı başkaları göremese de sen biliyorsun; çünkü o ışık, seni sen yapan şeyin ta kendisi.
Aşktı o! Beni durup yenileyen
Oydu, duygulu yapan hoyrat ellerimi
Oydu, dolu dizgin gidişime dur diyen
Bir bıçağın keskin yüzünde kan lekesiydim




Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta