Ey Silvan…
Taşlarında bin yıllık tarih,
Duvarlarında kan, gözyaşı ve sabır,
Her köşende direnişin izleri var.
Sen yalnızca bir şehir değilsin,
Sen; düşmana inat, küllerinden doğan bir çığlıksın.
Gözlerin Hevsel’in yeşilini taşır,
Yüreğin Dicle’nin çağlayanını…
Ama sırtına yüklenen zulüm,
Geceleri karartır, gündüzleri gölgeler.
Senin evlatların darağacında büyüdü,
Senin anaların gözyaşında yaşlandı.
Silvan!
Toprağın altı şehit, üstü yetim dolu,
Çocukların gülmeyi unuttu,
Ama yüreğinde hâlâ dağların asi rüzgârı esiyor.
Her taşında yiğitlerin ayak izi,
Her sokağında bir ağıt,
Her damında bir başkaldırı var.
Ey Silvan,
Senin adını söylediklerinde
Kimi korkuyla susar,
Kimi öfkeyle yumruğunu sıkar.
Çünkü sen,
Zulmün yüzüne çarpılan tokat,
Umudun kaybolmayan nefesisin.
Unutma!
Düşman ne kadar güçlü olursa olsun
Senin damarlarında akan kan
Mazlumun değil, baş eğmeyenin kanıdır.
Sen, tarihe gömülmeyecek bir direnişsin,
Sen, halkının alın teriyle yıkanan
Kara taşlı surların dilisin.
Ve bir gün…
O kara günlerin külleri savrulacak,
O çocuklar yeniden gülecek,
Silvan’ın sokakları yeniden şarkı söyleyecek.
Çünkü sen, düşmeyen bir sancak,
Yıkılmayan bir yürek,
Kırılmayan bir onursun!
Söz Rezan Farqin
Rezan FarqinKayıt Tarihi : 24.8.2025 14:50:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Silvanı anlatan şiir
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!