Derin bir ah içre mi hayat?
Zorunda bir yanılgının özeti mi?
Zamanın döngüsünde sıkılmış
Yanan ormanların dumanında
Ölen çocukların kollarımda...
Vurulan annelerin çığlıkları..
Kulaklarımda.
Öldü insanlık.
Kollarımda...
Gözleri kapalı...
Kalabalık!
Ve sevinci eklenince futbol maçlarının da
kornasınında, kavgasınında...
Kollarımı açtım şehrin ortasında.
Bağırıyorum.
Sahi yaşanılası mı hayat?...
Kendime telkin ediyorum akebeden bu yana
Bir ağacın gölgesinde serinlerken
Mevsim gözetimiyor ya aşk...
Ve sinsi bir şey yuva yapıyor işte
Nasıl da delip geçiyor heyhat!
Göğüs kafesimden geçen bir ok gibi
Bir mızrak gibi bu hayat..
Plastik kalıyor şimdi çağ
Nereye kaçsak düşüyor önümüze enkazlar.
Bu depremden kaçış yok!
Ölünecek elbet sonunda.
Boynumuz da enkazdan kalma bir anahtar.
Bir anlamı yok yazmanın
Anlam arayışının da tersine yürüyoruz.
Koşuyoruz yorulmak için en çok .
Ve susuyoruz.
Konuşmak için en çok ..
Ölmenin sandalında yüzüyoruz
Gün batımına doğru
Ve batıdan doğarken güneş
Gülüyoruz.
Kıyameti yaşayacak,
Ruhlara,
Susuyoruz, en çok...
Gülüyoruz, en çok...
17 Ağustos 2025
Seyit Cafer ArvasKayıt Tarihi : 13.9.2025 04:21:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!