Sonra; bir şiirimde Sevgili Günlüğüm✍🏻
Yüreğini küstürme
Değmeyecek taşa!
Demişim. Başıda var elbette son iki satırın.
Herkes kendi şiirini yazıyor ve yaşıyor. Hangi satırdayız veya aralıkta belki de şiir şarkıya döndü nakarattayız, ve dönen dünyayı başımız sanmakta var işin ucunda.
Aklıma takılan bir soru var Sevgili Günlüğüm müsaadenle sorabilir miyim?
Hani bazen seninle göz göze geliyoruz ya, meraklı bakışların yeni bir soruya gebe misali; ben de öylece kalıyorum karşında…
En çokta benden gözlerini kaçırdığında kalbindeki ağırlığımı hissettiriyorsun bana, biliyor musun?
Aynada, satırlarda, şiirlerimin dizelerinde belki de her şeyin farkındayımdır…
Ben, sana ne kadar aşıksam, seninde bana en az o kadar aşık olduğunu bilmiyor muyum zannediyorsun?
Bu yüzden görünende yalnızım, görünmeyende oldukça kalabalık…
Bir gün yüreğin diline ittire ittire söyletecek bunu biliyorum, ne zaman biliyor musun dur yazayım.
Bir gün sihirli bir değnek değecek bu dünyanın başına silahlar susacak o gün. Toprak toprak olduğundan utanmayacak.
Vurularak öldürülen hiç bir çocuk, yaşlı, genç, kadın, erkek dirilmeyecek ne yazık ki…
Bacağı kesilen Filistinli çocuğun bacağıda yerine gelmeyecek sor ama ona umudu!
Buruk bir bakışla belki gözleri gülecek, belki bir mekanik bacak yapılacak diye sevinip ağlayacak. Gazze’nin esen rüzgarıyla tırnaklarının arası ellerini kirli gösterecek belki o ellerle gözlerinden akan yaşı silerken gözyaşıyla karışan toprak çamur izi bırakacak minik yanağında. O çocuk için ne kadar dualar edildi ne gözyaşları döküldü bilmeyecektir, çocuktur nitekim.
Su borusundan bacağının kesilen kısmına yama yapmak, ayakta durabilmek için umut ediyor Allah yardımcıları olsun, işte dünya ve halleri Sevgili Günlüğüm✍🏻
Bunlar gerçekler, sihirli değnek dünyayı terkedeli çok oldu . Duyduğuma göre dünyanın çivisiyle takılıyormuş uzun zamandır.
Ama onu bekleyenler var işte, değnekte bunu unuttu!
Yaşımız gereği olgunluk gösterip balık hafızasına verelim.
Habil ile Kabil’den bugüne umut etti insanlık silahlar sussun diye. Yarım asrı geride bıraktığım hayat ve kitaplar umudumun köküne köküne baltayı indirdi ve sonunda yorgunluğumu anladım kabul ettim.
“Umut yorar insanı” diye bir cümle kurdum. Beğenen oldu beğenmeyen. Ne beğeneni umurumda, ne de eleştireni; burayada not olarak iliştirelim bunuda.
Kimimiz şiir, edebiyat, felsefe, aşk, burç yorumu dilene, eğlence, moda, paparazzi derdinde.
Ölümlü canlılarız bizler çok görme ne olur değişken hallerimizi.
Savaştan bahsederken şiire atlayabiliriz duygu geçişlerimizde doğamız gereği.
Allah hepimizin yardımcısı olsun.
Yaşamak güzel, verdiğimiz nefesin tekrarını alabilmek.
Yeni bir güne gün ile doğabilmek hele birde yağmur yağıyorsa İstanbul’da Afyon’da…
2.Bölüm
Hülya KırklaroğluKayıt Tarihi : 26.9.2025 13:27:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!