bir dağ idim ben
bilmezdi ulu doruklar beni.
eteklerimde gökkuşağını kıskandıran çiçekler,
başımda biraz kır...
anadolu'da alelade bir dağ idim.
gözlerimden dökülen yaşlarla büyütürdüm
baharın sesleri geliyor kulaklarıma
yatarken çimenlerin üstünde.
göğe bakarken yüzünü arıyorum
pamuk gibi bulutlarda.
seni buluyorum ama ben uzaklardayım
kara bulutların içinde ağlamaklı.
yıkılmış, viran olmuş kentimin izbe sevdaları
bırakında göç eyleyim kaf dağına
azat edinde gideyim...
mektuplarımı sakladığım kara sandık,
sıvası dökülmüş duvarlarına resmini çizdiğim odam,
içimi döktüğüm denize nazır banklar.
sensizde olmuyor senle de
tüttürdüğüm duman gibi
ne benlesin ne de sen bensiz.
neye yaradı çektiğim acılar,
tutsak mı sandın bu ruhu bu bedeni.
bir şubat ayında
dost sohbetlerinde duyacaksın adımı
'çok iyiymiş' diyecekler
' herkese çok selam söyledi' diyecekler
sen alınma üstüne...
içimi döksem şuracıkta, anlatsamda bilsen
bu yük ağır geldi bana.
toprağına yatsam uzun uzadıya,
filizlensem semaya doğru.
ersem sırrına gönlünün,
od olup tutuştursam seni,
nihayete erdi ebediyet içinde sana dair ne varsa.
yutkunacak son lokmam,
mahmurlanacak son uykum,
zihnimde tekrarlanan son pişmanlık,
ciğerime işleyecek bir bozlak türkü,
üstüne titrenecek mektuplar,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!