Karanlık odalarda arıyorum kendimi
Aydınlıklarda boğuldum
Sonsuzluğa inat sonlu olmak istiyorum
Belki de yok olmayı diliyorum
Bilmiyorum.
yalnızlığımız bakiydi,
ve buruktu hep yüreğimiz...
oysa leyla olmaktı tek dileğimiz
olduk da.
lakin mecnun;
ya çöllerde kaybolmuştu,
Gidiyorum geride bırakıp herşeyi
Gidiyorum yutup kelimeyi cümleyi
Arkamda bir seni bırakıyorum
Bir de seni seven beni
Gidiyorum geriye alıp yüreğimi
Sensizliğe dair bir şiirim,yalnızlığa dair bir kitapta yazılı
Adın kalp ağacımın her sathına kazılı.
Susamam,susturmuyor,bu aşk pek bir geveze
Erken doğan acımı sakladım bir küveze.
Büyüdükçe büyüyor ve ben seyrediyorum
Mutsuzluğa bilerek kendim meylediyorum.
Zaman göreceliymiş,ayrılıktan öğrendim
Kör bir bıçaktım belki ve aşkınla bilendim.
Acıyan ve acıtan aynı kalptir ne tuhaf,,,
Olsam rahatlar mıyım bir ömür aşktan muaf.
Arasam seni bulur muyum gözümdeki buğuda
Ve düşsem boğulur muyum kalbimdeki kuyuda.
'Değmezmiş' dememek için çok savaştım,olmadı...
Değsin diye,tüm boşluklara anlam kattım,dolmadı...
Şimdi bir damla süzülüyorsa gözümden;
Seni değil,aşka inancı kaybetmişlik yüzünden
''Çalsa telefonum ve sen olsan arayan...''
Diye bekleyerek günler geçiriyorum.
Hicranımı iğneye iplik geçirircesine
Kendi kalbime kendim geçiriyorum.
Diksem ruhumu o hicranla
Oturup beklesem bir ömür bu heyecanla.
İnsan sesleri,
Soldaki kafeden gelen müzik,
Kadim sevgilimin mavi gözlerinden ruhuma attığı köprü;
Beşiktaşta akşam üstü...
Martı sesleri,
Giderken neyim var neyim yoksa
Hepsini aldın götürdün
Tıpkı güneşin batarken
Beraberinde bütün renkleri alıp
Götürmesi gibi...
Birtek siyahlar vardı arda kalan
Bir masal dinlemek istedim;
İçinde ben, sevdiğim renkler ve güzel şarkılar olan.
Aslında, bir masal olmak istedim;
Sonu mutlu, ortası ahenkli, bir tekerlemeyle başlayan.
Oysa ana haber bültenleri gibiydi hayat;
On haberden sekizi acıklı...
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!