Kainat içinde nereye uçsan
Azrail elinden kaçabilmeli
Olanca yükünü kervana atsan
Kabirden öteye geçebilmeli
Sen kulun bilirsin ilahi! Ya Rabb
Gökkubbede şu yıldızlar
Biz onları sayamayız
Gece beliren izlerin
Menbaını göremeyiz
Ürperirler nazlı nazlı
Her kula güvenip tedbirsiz kalma
Dağın zirvesinden çöle düşürür
Hepsi dosttur diye gaflete dalma
Seni bir dikenli yola düşürür
Elin dolu ise yanında dolu
Çöktün bedenime ayrılmaksızın
Yakamı bırak da git artık gurbet
Çekilmez oluyor senin bu nazın
Hergün eriyerek bit artık gurbet
Ayrılık ölümden ağır basıyor
Göçmüş ahirete sadık dostlarım
Aramakla bulunmaz ki bulayım
Her anımda ecelimi beklerim
Azrailsiz ölünmez ki öleyim
Aktı ömür rüzgar gibi yel gibi
Kara kış sandık ismini,
Yanlış tanıtmışlar seni,
Görmezler mi ak rengini,
Yaradanın hürmetine
Gece gizeminde iner,
İbret ile şimşek çakan
Tükenmez kudretle bakan
Zehirli mideden akan
Ballar neyi hatırlatır
Ayetlerle bildirilen
Kül olmuş ciğeri boşanmış bağrı
Dolduracak bir diyarı ararım
Sıkışan kalbimi solan yüzümü
Güldürecek bir diyarı ararım
Ya Rabb! Muhtaç etme kulu kullara
Kendini kaybedip çokca incelme
Ayaklar altında çarık olursun
Boyunu bir kavak bir selvi sanma
Daha da uzanır sırık olursun
Hanımlık başkadır, zerafet başka
Bir vakti zamanda benim ecdadım
Takibe alınmış hep adım adım
Yolu uğruyorsa cami cumaya
Hemen sokulurmuş orda komaya
Çocuklar Kur’an’ı okuyamazmış
Analar takkeyi dokuyamazmış
helal sana amca bu ne şiirler böyle kendimizi alamıyoruz