I
Yâ İlâhî feyz-i aşkın kalbe bir dermân imiş,
Zemzeme sükût içinde gizli bir fermân imiş.
Mülk-ü dünyâ bir hayâl, her zerresi hicrân imiş,
Vahdete ermek rûhun en kutlu bir seyrân imiş.
II
Kara Çocuk mahzûn idi, Leylâ’sı bir ay idi,
Aşk-ı dünyâ kalbe dâim sızlayan bir vây idi.
Zannederdi vuslatı, ol taze bir hay-hây idi,
Gördü dildârın cemâli, Hakk’a bir îmâ imiş.
III
Yetmiş sekiz mühürle örülmüş o dertli kafes,
Hakk’a varmak ufkuna bir köprü oldu her nefes.
Sustu diller, Zemzeme’den koptu ol kudsî bu ses,
Maziye mühür vuran bir katre-i ihsân imiş.
IV
Sûret-i Leylâ’da buldum ben o mutlak nûru hep,
Gölgeye bakmakla erdim aslına, oldum edep.
Varlığım bir hiç imiş, bu aşk-ı Mevlâ’dır sebep,
Zemzeme rûhun dilinde kudsî bir beyân imiş.
V
Âcizim yâ Rab, kapında bir garîb kem-terinim,
Zemzeme mahlasıyla o sükûta her dem rehinim.
Sırr-ı vahdet bahrinde bir katre-i deryâ-nişînim,
Can verip cânâna ermek, en büyük îmân imiş.
VI
Sırrın ile bu gönlü eyledin deryâ-yı nihân,
Koptu rûhun bağları, oldu cihân pür-safâ-cân.
Zemzeme dolsun sükûttan dolsun âleme hemân,
Suskunluk ki âşıka en şanlı bir bürhân imiş.
VII
Yâ İlâhî feyz-i nûrun eyle her rûha rehân,
Zulmet-i kalbi basîretle nümâyân u ayân.
Zikrin ile dolsun ervâh, her nefes olsun emân,
Koca bir ÂMİN ile her dertli rızvân imiş.
Kayıt Tarihi : 24.12.2025 01:41:00
Şiiri Değerlendir
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.




Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!