Gitsem uzaklara
Ademoğlunun olmadığı diyarlara
Yamaçlarda bir yer edinsem kendime
Bütün çirkinlikler kalsa ayaklarımın altında
Gözlerim gökyüzü ve bulutlar ile kesişse
Beni bir Rabbim görse
Cefaları sefa bilir gönlüm
Hançerini vurmadan evvel
zehire çal
Mutluluğu hüzün bilir gönlüm
Bütün mutsuzlukları
Üzerime sal
Hor görme inanmayanı
Kızma onun inançsızlığına
Ona mevla anlatılmamıştır.
Sabret ve anlat ona
Kainatın yaratıcısını
O anlayamamıştır.
İndirdim hilekar aşkının üstüne bir zülfikar darbesi
Aldığın yaraları kapatacak merhem bulman imkansız
Sen övün dur zalimliğinle
Benimde yüreğim dolu Ali sevgisiyle
Benim zalime boyun eğmem imkansız
Bir denizde oluşan dalgayı
Esip gürleyen fırtınayı
Akıp giden zamanı
Kapıda konaklayan ihtiyarlığı
Kim durdurabilir ki bu yalan dünyayı
Ayrılığın adını ne olur alma diline
Kime hayır getirdi ayrılık söyle
Bir olmak varken kopmak niye
Kurban olurum seni bana nasip edene
Yaşamak var iken ölümü anmak niye
Bir gül gibi solmadan
Mal ile mülk ile oyalanmadan
Geçmişte kalıp pişman olmadan
Tövbe ile kurtar kendini bu yalan dünyadan
Gülen yüzleri soldurmadan
Lele yar
Mahkum olmadan hücrede olmayı yaşattın bana
Reva mıydı dört duvar sana duyduğum sevdama
Yargısız infazına uğradı kalbim, sustu
Haksızlık eden sen olunca
Boyun büktü
İnsana canı veren yaradandır
Hayata anlam katan ise yardır
Gerçek yar yaralara merhem olandır
Mutluluk her daim yarin yanındadır
Gençlik söner ihtiyarlık tüter
Yükledin sırtıma taşınmaz kederleri
Acımadın kırdın hep ümitlerimi
Geceye çevirdin gündüzlerimi
Enkaz ettin mutlu musun?
Gülmedim hep güldürdüm
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!