Gece
Bir yumruk gibi iniyor gözlerime
Devriliyorum kendi içime
Uçsuz bir kuyunun en dibine
Onun
Elleri değiyor ya tenine
Yoksun
Yokluğunda ölümü anımsıyorum
Koca bir dağ devriliyor üzerime
Bir karga konuyor tenime
Ligme ligme koparıyor hayattan
Kanım donuyor
İçimde zıpkın gibi yokluğun
Sargı tutmaz bu yaram
İflah olmam
Dinmez acılarım
İyileşmez felçli yanım
Kalkamam ben daha ayağa
Birkaç gün haber almasam
Görmesem sesinin yazıya dönüşünü
Küsüyorum her şeye
Hayalini çıkarıyorum zulamdan
Sarılıp öpüyorum sessizce
Sana ulaştıkça içimden geçişlerin
Mistik bir tabirle söyleyeyim
Lafeta İlla Ali La Seyfe İlla Zülfikar
Erenler bilir
Ali herşeyden üstündür sözün özü
Durduğum yer burası
Bir elime güneş
Bir gün kalsa ömrüm
Bilsem ki bu son günüm
Sözümden dönmem gülüm
Yine seni severim
Aç susuz yaşasam
Kilometrelerce uzağım da olsan da
Şah damarım kadar yakınsın bana
Volta atıyorsun gönlümün bahçesinde
Yüreğim sevgine müebbet
Yokluğunu fırsat bilip
İçime sızsada acılar
Hayat kapalı ve nemli
Gökyüzü
Bir karış üzerimde sanki
Kirpiklerimle taşıyorum bulutları
Yaşamak
Maden göçüğünde kalmak gibi
Yağmurlar yağıyordu geceye
Son rahlesinide yitirmişti bulutlar sabrın
Bir başına yürüyordu umudum sokaklarda
Gölge gibi sürükleniyordu bedenim peşi sıra
Akrebi olmayan bir yelkovanla ilerliyordu zaman
Her saat başında yine zelil oluyordu dakikalar
Hiçbir gerekçeyle vazgeçilemeyecek kadar güzel
Ve bir daha tekrarı olmayacak hayatı yaşıyoruz
Bir kelebek kadar kısa ömrümüz
Ayçiçekleri gibi hep güneşe dönük olmalı yüzümüz
Yenmeliyiz kendi yarattığımız korkuları
Aşmalıyız içimizdeki dağları



Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!