Bozkırda gördüm tan yeri ağarırken,
Sabah rüzgarı saçını okşuyordu.
Doğa uyanıp mis koku dağıtırken,
Senin teninse bir başka kokuyordu
Kelebekle Arılar güle konsunlar.
Yine gönlüme sonbahar geldi eyvah!
Yine yapraklar gibi solacak umutlarım.
Rüzgarla furtınayla coşup da patlayacak,
Bozbulanık olacak o eşsiz mavilerim.
Yine gönlüme sonbahar geldi eyvah
Seni öyle sevmiştim ki;
Hem ekmeğim, hem tuzumdun.
Ben aşkınla tutuşurken,
Sense gülüp geçiyordun.
Çok şeyler istemiyordum,
Kaybolmuş bir yelkendim ufuklarda
Ne bir yönüm belliydi, ne de yolum.
Güneş gibidoğdun sonsuz deryada,
Rotamı doğrulttum, sana geliyorum.
Gökyüzü hep aynı, yıldızlar aynı.
Varlığın bir su gibi ihtiyacımdı.
İçim seninle ısınmışkolay değil.
Sabah yanında uyanmak hep rüyamdı.
Çekip gitmen sana basit, bana değil.
Sen varken ruhum bedenime sığmıyor.
İhanetin bahanesi olmaz!
Hançer yarası derin kapanmaz.
Sırtımdan vurdun beni.
Kül ettin bu bedeni.
Allah katında affın olmaz.
Yaş akan gözler sürme tutar mı?
Dağlanmış yürekler candan atar mı?
Yare hasret kalan gece yatar mı?
Hepten büyük derdim ondan gülemem.
Gönlüm prangalı, dudağım bağı.
Öyle bir vicdansız yare düştüm kaldım ki;
Allah düşmanıma bile nasip etmesin.
Gençliğimi yaşadım mı? anlamadım ki! .
Güle hasret Bülbülü,
Kurutulmuş bir gölü,
Yağmur deymemiş çölü,
Sokaklarda koştururken,durup da dinlenmeden,
Bilye, topaç çevirirken, çizgi oynarken,
Akşam soba başında; ısınıp, mayışırken,
Kestane pişirirken,
Ne güzeldi o günler; dertler sorunlar yokken,
Her şeyden habersizken...
Tomurcuk gül açmış, bülbül terketmiş,
O gül ne yapsın?
Martı vurgun yemiş, uçupta gitmiş,
Deniz ne yapsın?
Toprağa kuraklık vurmuş, kurutmuş,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!