Baktım kendi kendine' hayat çekilmez' diyor
Feleğin düğümünü bir türlü çözemiyor
Herkes kalabalıkta o boşlukta geziyor
Bir gün çıksa bile tekrar girdaba düşüyor
Hayatı anlamamış hiç bir oyun bilmiyor
Herkes kuralı biliyor o uyum sağlamıyor
Çizer gecenin sessizliğini
İki hece tik tak Su misali
Yalnızken duydum sesini
Sonra hep unuttum seni
Sevmeyeni kalbim bilir unutmayı
Başarır onsuz da hayaller kurmayı
Kaçtı bu sevdanın tadı heyecanı
O alev küllendi aşk mazide kaldı
Belli belirsizdi çölde ılgım gibi
Unutur gönlüm bir gelip bir gideni
İSTANBULLU OLDUM
Saklar gibi büyülü bir dünyanın sırrını
İstanbul, sen ruhumun en nostaljik havası
Bir nefes mi istersin Belgrad Ormanları
Ya da çınar altında sevdiğinle beş çayı
Ağrı değil ki bu inceden buruk sızı
Tabip çare bulurdu eğer ağrı olsaydı
Olsa olsa sebebi müzmin bir kalp hırsızı Dermanı ne zeytinyağı ne de çam fıstığı
Olan olmuş kalbimin yolunu bulmuş
Emanet kalbi oyuncak dükkânı sanmış
Soğuk bir kış soğuk mu soğuk hava
Bot mont atkı eldiven ısıtmıyor bere
Her yer beyaz kuşanmış kar her yere
Bembeyaz bir günü döktüm kelimelere
Başladım elimde kartopu yuvarlamaya
Pencereden gökyüzüne baktım
Sarı bir parıltıya gözlerimi diktim
Belki de o ışıkta seni görecektim
Akan bir yıldız süzülsün istedim
Kayboldu ama bir yıldızım vardı
Kibir aciz bir duygudur tevazu ‘dur asıl olan
Biz ki etten kemikten sade ortalama insan
Sen fazla değilsin gönlündür eksik olan
İnsana bakan insan dostluktur baki kalan
Hayal etmeye korkarım
O yüzden ben böyleyim
Dingin ve münzeviyim
Hayal kırıklığından ürkerim
Ama yine de bazen
Beni takmaz yüreğim
Kalbini kırıp değil sessizce gideceğim
İçimi döküp değil gizlice gideceğim
Sevdamı yüreğime gömüp de gideceğim
Hesap sorarak değil usulca gideceğim
Acı bir anı gibi kalbime gömeceğim
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!