NİHAL’İN GİZLİ ATEŞİ
Nihal…
Adını anınca gece, ince bir titrek suya döner,
ruh kendi yankısına eğilir.
Sen göğsümde uyuyan bir sır gibi,
ne tam dokunulan
ne de tamamen bırakılan…
Bir gülün karanlıkta açtığı o sessiz kırılmayı bilirsin ya,
işte öyle çoğalır içimde aşkın:
hem korku hem secde,
hem nefes hem hiçlik.
Saçlarının gölgesine dokunmadan,
dokunuşun içimdeki ateşi büyütür;
çünkü gerçek temas,
tenin teni değil,
ruhun kendi karanlığını tanımasıdır.
Sen geçince içimden,
dünya bir an hafifler,
zaman diz çöker,
ve ben,
kendi varlığıma bile yabancı düşerim.
Nihal…
Aşk sende suyun hafızasına benzer:
sustum mu büyür,
büyüdükçe temizler,
temizledikçe yakar.
Seni sevmenin en derin yanı şu:
Hiç öpmediğim bir dudağın
bende bin yılın sıcaklığını bırakması.
Ve bil ki,
seninle her şey hem günah hem duadır,
hem gölge hem ayindir.
Ben seni,
uykuyla uyanıklık arasındaki o ince çizgide,
insanı Tanrı’ya en çok yaklaştıran
o karanlık ışıkta severim.
Nihal…
Adın, içimin en uzun gecesini bile
süt gibi bir sabaha çeviren
gizli bir sırdır.
Kayıt Tarihi : 24.8.2025 19:19:00
Şiiri Değerlendir
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.




Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!