NİHAL’İN IŞIK DENİZİNDE
I. Suretin Yankısı
Ey Nihal! Senin sessizliğin,
Avlunun taşlarında biriken yağmur suyu.
Baktım – gözlerinde kırık bir ayna,
İçinde kaybolmuş yüzlerce ben.
Akdeniz akşamları gibi melankolik,
Hüzünle coşku arasında bir şarkı kadar derin.
Sen ki ruhun tutkunun sabrısın,
Batı’nın hüznünü taşıyan.
II. Gölgenin Kıyısında
Korkuyorum Nihal
Sevmek mi bu, yoksa sahip olma arzusu mu?
Senin gölgen düşüyor aramıza,
Bir perde gibi, bir duvar gibi.
Ama sen bilirsin:
Işığa varmak için
Karanlığı da kuşanmak gerek.
Bir Yunus Emre dönüşüyle dönüyorum kendime.
III. Aşkın Metafiziği
Sen aşk değilsin artık Nihal,
Sen varoluşun ta kendisi.
Suretler geçici – dedin bana –
Ruh ise bir ırmak, sonsuza akar.
Bir Budala gibi modern,
Bir İbn Arabî gibi kadim.
Senin sessizliğin konuşuyor Nihal,
Benim sözlerimse birer çocuk.
IV. Işık ve Gölge Dansı
Şimdi anlıyorum Nihal:
Sevmek, sahip olmak değil,
Yol olmakmış.
Senin gölgeni kucaklıyorum,
Işığa dönüşsün diye.
Bu şiir artık sen değilsin,
Ben de değilim.
Bu, iki ruhun buluştuğu
Üçüncü bir dil.
Kayıt Tarihi : 24.8.2025 19:04:00
Şiiri Değerlendir
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.




Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!