Birini delice sevmekle, onun seni hiç sevmemesi arasında sıkışıp kaldığında başlıyor tükeniş. Söyleyemediğin binlerce kelime boğazında düğümlenir, içinden haykırmak gelir ama sesin çıkmaz. Çünkü bilirsin… Ne kadar çok seversen sev, onun için hep fazlasındır ya da eksik. Hep yanlış zaman, hep yarım bir his. O senin dünyanı doldururken, sen onun aklında bile yoksundur. İşte en çok bu canını yakar.
Gözlerinin içine her baktığında daha çok kaybedersin kendini. Çünkü o sana bakarken seni değil, kendi bildiği boşluğu görür. Sen onun için hep “iyi biri” olursun ama asla “o” olmazsın. Ve bir gün, sevilmeden sevmenin ne büyük bir yük olduğunu anlarsın. Bir mesaj beklemenin, bir selamla umutlanmanın, onun varlığını küçük kırıntılarla avutmaktan başka çaren kalmadığını fark edersin.
Ama en acısı, gitmeyi hiç düşünmemiş olmandır. Çünkü kalbinde hâlâ küçük bir umut taşırsın; belki bir gün… Ama o “bir gün” hiçbir zaman gelmez. Ve sen, birini sevmenin cezasını, onun umursamazlığıyla ödersin. Her gün biraz daha eksilerek, biraz daha susarak, biraz daha içe kapanarak… Sonra bir sabah uyanırsın ve kendine itiraf edersin: sevilmeden sevmek, aslında en sessiz ve en uzun süren tükenişmiş. Ve ben bu tükenişte en çok kendimden gittim.
Asaf Eren TürkoğluKayıt Tarihi : 16.7.2025 03:44:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!