Bir ekim günü, güneş tüm şiddetini gösterirken eve gelmiştim. Artık orta 3’e gidiyordum. Babam öleli 1 yıl olmuştu bile. Yalan Rüzgarı devam ediyor, birde üstüne Cesur ve Güzel başlamıştı. Kim bilirdi ki bu iki dizi ileride birleşecek?
Uykusuz olurdum hep okul dönüşlerinde, sabahçıydım zira. Yemeğimi yedikten sonra bir rehavet çöker ve giderdim hemen. Bazen yemek yemeğe bile fırsat kalmazdı.
O gün yine yattım uyudum. Rüyamda küçüklüğümü, uzun zamandır görmediğim arkadaşlarımı gördüm. Canım sıkılmıştı uyandığımda. En eski arkadaşım olarak kim vardı yanımda?
Ertesi gün derslerde de aynı soru ile kafamı yoruyordum. İlkokuldan arkadaşım Emel, benden silgi istedi. Herşey gözgöze gelip, benim ona “biz ne kadardır tanışıyoruz” diye sormama kadar normaldi. Olayı yoldan çıkaran onun cevabı olmuştu. “Bu sekizinci yıl, ama 4 yıl ayrı sınıflarda okuduk seninle” demesi, bende açılması zor yaraların, buram buram kanamasına sebeb olmuştu. Aynı hesabı bende tutuyordum zira. Ama böyle ayrıntı ile bana sunulması beni duygulandırmıştı.
Gizli sırlarımı aşikar etme
Lal olsun dillerin söyleme ya da
Garip bülbül gibi ah-u zar etme
Gizli dertlerimi sana anlattım




Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta