Sen güneşi ellerinle bana sunabilir misin?
Sunabilir misin Ay’ın en parlak hâlini,
Karanlığa esir düşmüş yüreğime?
Geceyi ışıl ışıl aydınlatan yıldızlardan bir demet,
Veya kucak dolusu gökyüzü verebilir misin bana,
Kara bulutların örtmeye cesaret edemediği?
Sen ellerinle kazıya kazıya sarp yamaçlı dağları aşabilir
misin?
Aşabilir misin fırtınalara yenik düşmüş dalga dalga coş-
kun denizleri,
Uçsuz bucaksız çoraklaşmış diyarlarda?
Devlerin bekçilik ettiği zindanlardan kurtarabilir misin
beni?
Bir an bile düşünmeden şikayet etmeden, pes etmeden...
Özgürlüğe sevdalı bir güvercini uçurabilir misin ellerin-
le, uçsuz bucaksız diyarlara?
Uçurabilir misin mor kanatlı kelebekleri?
Onlara bir gün daha yaşamayı vaat ederek,
Bahara uçan turnaları koruyabilir misin?
Avlanmayı bekleyen yırtıcı kartalın pençelerinden...
Veya tutabilir misin ellerimden kördüğüm gibi,
Yeri göğü inleterek haykırabilir misin uzaklardan?
Duyabilir misin kulaklarımı patlatırcasına yüksek olan
sessiz çığlıklarımı;
Arzularımı, sevinçlerimi, tutkularımı,
Güneşin bir türlü doğmadığı sabahlarımı?..
Yüzünü kaldır da bana bak!
Hadi bunları geçtim,
O aydınlık saçan yüzünden bana birkaç bakışlık gülüm-
seme verebilir misin?
Birkaç tatlı söz,
Kısa ama ömürlük bir muhabbet...
Ve sevinçle sabaha uyanan bir yarın verebilir misin?
Sabahlara hep karanlık bakan bu gözlerime,
Verebilir misin yarınlara neşeyle bakmama sebep olacak
bir gelecek?
Söyle bana güneş yüzlüm,
Benim seni sevdiğim gibi,
Sen de sevebilir misin?
Kayıt Tarihi : 10.9.2020 17:29:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!