Elimde zamanın buruşuk kenarı,
Bir banka oturttum adını;
Gelir diye değil,
Gelmezliğini öğrenene kadar beklemek için.
Akşamlar ağırlaşıyor,
Güneş batarken senin gülüşün de eksiliyor gökyüzünden.
Bir şehir susuyor içimde,
Sokak lambaları bile seni soruyor bana.
Saatler durmak bilmiyor,
Ben duruyorum.
Her geçen dakika,
Sana bir adım daha yaklaşmak için
Beni sana benzetiyor.
Beklemek,
Bir kapıyı kilitleyip anahtarı cebinde taşımak gibi.
Açabilirsin,
Ama açmak istemezsin;
Çünkü içeride seni kaybettiğin an duruyor.
Rüzgâr saçlarımı değil,
Hatıraları dağıtıyor etrafa.
Toplayamıyorum.
Zaten bazı şeyler
Dağınık kalınca daha gerçek.
Eğer bir gün gelirsen,
Beni kapıda bulma.
Ben hâlâ bekliyor olurum
Çünkü bir aşığın en uzun yolu
Sevdiğine değil,
Bekleyişine çıkar.
Kayıt Tarihi : 19.12.2025 18:12:00
Şiiri Değerlendir
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiirin bir bekleyişi varsa, o bekleyiş bir bankta başladı. Sarılmakla ayrıldık; ayrılığın en sessiz, en çok şey söyleyen hâliyle. Gitmeden önce avucuma bir şeker bıraktı. Çocukça, masum, sanki “aklında kalayım” der gibi. Yedim. Sonra bankta oturdum. “Geç yurduna” dedim. “Hayır, sen git” dedi. Gitmekle kalmak arasında asılı kaldık; İki insan, iki soğuk nefes, biriken bir suskunluk. Hava üşütüyordu, Ama asıl üşüten içimde ağırlaşan şeydi. Canım sıkıldı— Aslında canım kırıldı demekti bu. Sesim titreyerek, biraz sinirle, biraz yenilmişlikle “Yanımda kalmadın, bari git” dedim. O an çantasından bir şeker daha çıkardı. Hiçbir şey söylemeden, Yanıma, bankın üstüne koydu. Ve gitti. Arkasından baktım. O da döndü, bana baktı. İki bakış, vedanın son cümlesi oldu. Sonra uzaklaştı. Bu şiir, O bankta kalan şekerdir. Yenmeyen, Ama unutulamayan. Bir aşığın bekleyişi de zaten böyledir: Gitmiş olanın bıraktığı küçük bir şeyle Uzun uzun oturmak.




Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!