Gittin de çok uzaklara,
Bir iz bırakmadın ardından.
Ne yönüne uçtu kuşlar,
Ne kelebekler kanat açtı.
Bulutlar bardan bardan dağıldı,
Yağmurlar hışım gibi, çığ gibi!
Olaylar vardır ki anılarımızda,
Sonucunu değiştirmek isteriz.
Acı ve hüzünle sarmaş dolaştır,
Hafızalarımıza kilitleriz...
Açılması zor bir kıl yumak,
Bugünü yarına odur bağlayan,
Sayılmaz bu günden, ne de yarından.
Yine de aşıkları düne bağlayan;
Sevdanın solmayan yorgun ateşi,
Kalplerde kanıyor akşam güneşi.
Yağlı kurşun misaliydi bakışın,
Çakılıp kalmıştı,mıh gibi sineme,
Kaderimdin,alın yazımdın,bahtım...
Yabancılaşmıştım sayende,kendi gölgeme,
Çırpındım,nafile kurtulamadım büyünden,
Söküyor tanyeriyle şimdi ağaran feci,
Karanlıklar kaplıyor, gönüldeki tahtları.
Aşk denilen bu olgu, acayip bilmecedir,
Zaman sonsuzluğunda, izliyor bedbahtları.
Kayalardan akseden rüzgâr neyi inliyor?
İnce uzun bir yoldur yaşam,
Yaklaşıyoruz istemesekte sonuna.
Ne debdebe göz alıyor, ne ihtişam;
Kuşluk vakti geçti, saat beşteyiz,
İstesekte, istemesekte dönüşteyiz.
Balayı günlerimizin ev sahibiydi,
Şipşirin bir nineydi Fadenana.
Seksenlik, görmüş geçirmiş
Kardeşini, dostunu, onca yakınını
Cihan harbinde şehit vermiş!
Bir insan aşkını ne kadar sever...
Aklının erdiği son yere kadar.
Merhamet et aklımı geri ver,
Akılsız bırakma mahşere kadar.
Dağlar kadar yüce bildim seni ben,
Bir insan aşkını ne kadar sever...
Aklının erdiği son yere kadar.
Merhamet te aklımı geri ver;
Akılsız bırakma mahşere kadar.
Dağlar kadar yüce bildim seni ben,
Vurma artık kanadıma,
Kırdın, döktün yetmez mi?
Seveceğim inadına,
Sevmesende; değmez mi?
Attın kara kuyulara,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!