dalıyorum bazen
yüzümde belli belirsiz bir tebessüm
hayalimde senin sözlerin ve buğulu gözlerin
diyorum ki kendime neden böyle güzel konuşuyor
neden beni kendine bağlamak istiyor ki yoksa diyorum
yoksa oda beni mi seviyor diyorum
Kelepçe vurmak isterdim düşüncelerime
Kurmaya çalıştığım cümlelerin sonu gelsin isterdim
Dalıp dalıp gitmek yerine uzaklara
Maviydi benliğime yakışan, beni tamamlayan renk.
Denizin mavisi ve sonsuzluğu gibiydi sevgim, öyle göz kamaştırıcı öyle engin
Yetinemedin sevdiğim sana olan mavi sevdamla
Kırmızıydı beni anlatan, tutkumun rengi
Kırmızıydı aşkım, öyle sıcak, öyle tutkulu
Yeniden merhaba hayat
Bir düşten uyandım dün gece
Yemyeşil vadilerin vardı, el, ayak değmedik
İlk ben basmışım çimen kokulu topraklarına
Bir de içimde yeşeren umutlar
Dışarıda bardaktan boşanırcasına bir yağmur,
İçimde ayrılığın acısı var.
Sanki yerlere değil de, yüreğime yağıyor
Yine de ateşimi söndüremiyor nisan yağmuru.
Seni onlara şikayet ediyorum
Düşüncem yapma çiçekler kadar gösterişli ve parlak
Sözlerim ihanete varacak doğrulukta olsaydı
Ve ben bir sözün seni bu kadar etkilediğini bilseydim
Lâl olsun dillerim demezdim dost, demezdim
Dost dediğin yanındadır en zor gününde
Seni yalnız bırakmaz gerçekten dost ise
Senin acını, sevgini heyecanını taşır yüreğinde
Senden bir parçadır dost dediğin...
Şimdi belki de kimsenin bilmediği karanlıklar da
Kimsenin duyamadığı çığlıklar beynimde
Kimsenin göremediği hıçkırıklar düğümlenmiş boğazımda
Kimsenin anlamadığı duygular içindeyim...
Ey dost, şimdi belki de
İkimizde yarımdık aslında
Ve asla birbirimizi tamamlamadık
Geride kalan ne olurdu?
Başka bir zamanın
başka bir takviminde başlamıştı
Doğaya uygun bir yatakta aktı
selamlar