Kayboldum
Bir köpeğin çocuğu beklediği gibi
Hasterle kamaşık yüreği
Kayboldum
Bağırırlar, seslerini yankısı dönmez geri
Dönemez bir türlü
O şimdi ne yapıyor
şu anda, şimdi,şimdi?
Evde mi, sokakta mı,
çalışıyor mu, uzanmış mı,
ayakta mı?
Kolunu kaldırmış olabilir,
Devamını Oku
şu anda, şimdi,şimdi?
Evde mi, sokakta mı,
çalışıyor mu, uzanmış mı,
ayakta mı?
Kolunu kaldırmış olabilir,
TDK sözlüğüne göre;
Sevda: Güçlü sevgi, aşk
Güçlü tutku, istek...
kutlarım
Ecel bizi her yerde her an beklerken onu düşünmeyi tehir edip "Bir gün ben de beklerim" demek doğru olamaz Çelebi bey kardeşim.
Hayırlı çalışmalar.
Sevda: tıp dilinde ve yeni dilde adına "Melankoli" denilen çok tehlikeli bir ruh ve akıl hastalığının eski dildeki adıdır ki, daha ziyade "Kara sevda" olarak tesmiye edilir.
TDK sözlüğüne göre;
Sevda: Güçlü sevgi, aşk
Güçlü tutku, istek...
Ruhun şad olsun sevgili şair. Allah rahmet etsin.
"Çoğa sürmez bir gün bende beklerim" ne güzel söylemişsiniz.
Ecel bizi her yerde her an beklerken onu düşünmeyi tehir edip "Bir gün ben de beklerim" demek doğru olamaz Çelebi bey kardeşim.
Hayırlı çalışmalar.
0099 – SEVDA KALICIDIR - UNUTULDUM
SEVDA KALICIDIR
…
Kayboldum
Çevrilir sayılar sonuncuya değin
Ansımaz sonuncu kaçtı, biter telefon
Kayboldum
Herkesin adı okunur, düşmüştür onunki
Kayboldum
Yıllarca beraber uyumak uyanmak
Suya ve ekmeğe uzanmak birlikte
Tartışmak, küsüşmek, sevişmek
Ama sevda nerde sevda nerde
Kayboldum
Kimlere hüzündü kimlere nostalji
Kimler tutkun idi kimler unuttu
Siz hepiniz ölüleri ve mezarları seversiniz
Çoğa sürmez bir gün ben de beklerim
Gülten AKIN
UNUTULDUM
Unutuldum… Oysa ben onu ne kadar büyük bir hasret ve umutla bekliyordum! Yüreğim kamaşıyordu göreceğim diye sevincimden!
Unutuldum… Hani bağırırlar ya ovalarda dağlara doğru… Hani yankılar ya sesleri aynen Toroslar… İşte öyle ümitle bekledi yüreciğim aşkıma öncesi gibi aynen karşılığı ama beklediğim dönüş ne yazık ki olmadı, olmuyor! Sanki dağlar yankılamayı unutmuş. Unutmuş bir yürek karşı yüreği yankılamayı… İlgiye ilgi, sevgiye sevgi, sese ses vermeyi… Toroslar yankılamayı unutmuş!
Sanki şiş üstündeki ilmekleri sayarken birisi. O esnada birisi başka bir sayı söyler de o anda kaça kadar saymış olduğunu unutur ya sayan… İşte öyle… Sanki o ilmek kaymış gitmiş gibi aradan… Kayıp gittim sevdiğimin hayatından. Örgüden ilmek kaçmış gibi kayboldum! Ne arandım ne soruldum. Öylece unutuldum.
Baştan sona sayılır ya bir çokluk, sona kadar sayılır ya sabırla, sonra akılda kalmaz, sonuncu sayının ne olduğu da boşa gider onca emeği… İşte öyle kesildi sayısız konuşmalarımız, telefonum sustu!
Unutuldum… Hani bir sınıfta bir çocuk artık yoktur ya... Ölmüştür ya da başka bir okula gitmiştir. Bütün sınıf mevcudunun numarası ve adı her sabahki yoklamada birer birer okunur, adları okunanlar: “Burada!” der de arada o zamana kadar her sabah okunduğundan hafızalarda kalan, yine okunması beklenenin numarasına ve adına gelindiğinde: “Yetmiş iki, Onur BİLGE” diye var olup olmadığı sorulmadan atlanır ya hemen sonraki numaraya ve ada… Sınıf mevcudundan düşürülmüştür, nüfus kütüğünden düşürülmüş gibi halen yaşıyor olsa da… Nasıl da düşmüştür aradan, nasıl da çıkmıştır aradan! İşte öyle düşürüldüm kayıttan ve çıkarıldım aradan…
Unutuldum. Hem de yıllarca beraber yaşadığımız, beraber yatıp kalktığımız, uyuyup uyandığımız kişi tarafından… Beraber açılıp kapanan, bir çift göz gibi birlikte uyuyup uyandığımız eşim tarafından unutuldum. Oysa günde bilmem kaç kere oturduğumuz sofralarda ekmeğe suya beraber uzanmıştık yıllar yılı…
Tartışmalarımız vardı bizim, küsüşmelerimiz vardı. Sevişmelerimiz de vardı ama artık sevdamız yok olmuş maalesef aradan! Her şey vardı ve tamdı ama aşkımız yoktu. Nerde aşkımız? Aşkımız nerde?
Tuz gibi çekildi aradan… Hastane yemeğine döndü! Haydi, ye yiyebilirsen! Tuz gibi gerekliydi!
Unutuldum… Bazıları için hüzün olur eski aşklar, bazıları için eskiye hasret… Nasıl da tutkundu bir zamanlar bana, nasıl da unuttu! Ben hâlâ tutkunum ona ama o beni artık unuttu. Nasıl da kayıp gitmişim, yitmişim sessiz sedasız hayatından…
Hemen hemen bütün sanatçıların, öldükten sonra anlaşılır ya değeri… Dillerden düşmez olurlar ya bir süre ve her seneidevriyelerinde göstermelik övgü ve hüzünle anılırlar ya… Mezarlarında ziyaret edilirler ya hani… Fotoğraflanarak gönderilir gazetelere ve dergilere… Sizler de beni öldüğümde tanırsınız, anarsınız belki… Güya çok takdir edersiniz. Çok özlersiniz ya aradan yıllar geçtiği halde… Sevdiğim insan da öyledir.
Çok değil, bir süre sonra ben de onlardan biri olacağım: Sevginiz depreşecek hep birlikte… Güya zaten çok severmişsiniz gibi ah vah edeceksiniz. Cenaze törenime geleceksiniz, sanki ağlamaktan gözleriniz şişmiş de kan çanağına dönen gözlerini gizleme gereği hissederek kara gözlüklerinizin arkasına saklayarak riyakâr gözlerinizi, ellerinizi kaldırtarak dua edersiniz yanı başımda, şayet zahmet eder de gelirseniz kabrime kadar.
Çok değil, bir süre sonra ben de kaçacağım aradan. Kaçmış bir ilmek gibi sessizce, habersizce… Dokusu hiç bozulmayacak düz örgünün. Pek de önemi olmayacak o menhus günün… Nüfustan kaydım düşülecek. Esamem okunmayacak bir süre sonra… Kalanlar aynı şekilde hayatlarına devam edecekler. Belki akıllarına geleceğim bazılarının, belki de oralardan geçerlerken tesadüfen gözlerine ilişecek mezar taşımdaki adım, birkaç adım daha atacaklar belki hatırım için, belki bir Fatiha gönderecekler, gani gönüllüler. Ancak ses veremez, teşekkür edemez ki ölüler!
Şimdiden teşekkürler… Şimdiden teşekkürler…
Sevgiler… Sevgiler…
***
Onur BİLGE
ŞİİR FISILTILARI - 0099
saygıyla hayat ne çabuk geçip gitmiş
HOŞCAKAL
Son sevda kırıntılarımıda alıp,gidiyorum
Varsın kalsın izlerim, kendimi siliyorum
Laf kesiği yüreğim,kanayarak gidiyorum
Hiç bitmeyecek denilen aşkımız bak bitti
Çıkmıyor kelimeler, kan kaybediyorum
Nasıl girdiysem hayatına öylece çıkıyorum.
Üzgünüm,suskunum,yorgunum,kırgınım
Susuyorum,nasıl veda edilir,bilmiyorum.
Ah! Nasılda sevdi bu yürek;ne denir,nasıl denir?
Mutlu ol! mutlu kal!yok yok en iyisi hoşcakal!...
Kararlıyım olsun,bu defa sensiz gidiyorum.
Suçsuzum,masumum.. ağır geliyor,zor geliyor
Seviyorum! olsun ben yinede gidiyorum,
Suskunca,sessizce hayatından gidiyorum
Sen sende kal,ben bende,bak gidiyorum.
HOŞCAKAL-gidiyorum.
Adem ÖZEL (SORGUNLU)
"Siz hepiniz ölüleri ve mezarları seversiniz"
Ne kadar gerçek...
Teşekkür ederim...Değerli Şairin anısına saygımla...
Şiirdeki yazım hatasını düzelten Sevgili Nazan YİNANÇ Hanımcığıma da çok teşekkür ediyorum.
Bu şiir ile ilgili 12 tane yorum bulunmakta