Sevda dedikleri
gül kokan bir masal sanılır ya,
benim payıma
sensiz gecelerin paslı bıçağı düştü.
Yastığa her baş koyuşum
küçük bir cenaze töreni şimdi,
adı konmamış ölümlerim var
senden kalan.
Kırıldığımı söylemedim hiç,
zaten kelimeler geldiği yerden utançla geri döndü.
Ben sustum,
çatlamış bir bardak gibi
masada kaldım
kimse tutmasa da
içimden sızdım her dokunuşta.
Sen bilmezsin…
İnsan bazen sevilmediği yerden değil,
çok sevdiği yerden kanar.
Senin bakışınla başladı bende deprem mevsimi,
her gülüşünle
duvara asılı takvimlerin yaprağı döküldü içimden.
Kalbimi
sana uzattığım yerde
şimdi eskimiş bir salıncak sallanıyor;
kimse binmiyor,
kimse “daha hızlı it” demiyor,
rüzgâr bile üşeniyor içime esmeye.
Kalbimi sana verişim
bir vazoya konan çiçek değildi;
daha sen gelmeden
toprağa gömdüğüm bir fidandı içimdeki.
toprağı bile utanıyor artık
adını anmaya.
Ben bu sevginin içinde
kendimi unuta unuta büyüdüm,
Gerçek sevgi bazen
sarılmak değil,
sevildiğini hiç duymadan
ölüm kadar derin
bir yokluğu taşımaktır omuzlarında.
İşte bu yüzden kırgınım.
Sen hâlâ
“biraz alındı” sanırsın beni,
oysa ben çoktan
içimdeki bütün aynaları kırdım;
adın geçmesin diye
yüzüme bakmaya korkan
gözlerim var artık.
Ben kırıldım…
yolları birbirine kavuşmayan
şehirlerim var artık içimde.
Sen sevgiyi,
elinin kenarıyla masadan silinen
bir kırıntı sandın;
oysa ben seni
boğazıma takılmış son lokma bildim,
yutamadım.
Şimdi anlıyorum:
Gerçek sevgi bazen
sarılmak değil,
yan yana susarken bile
içten içe yanmaktır.
Ben, senin yanında
sessizce yanmış bir ormandım;
sen kamp ateşi seyrediyorum sandın.
Al,
adını anmadan yazdığım bu şiir
teşekkür kartın olsun;
çünkü sen beni sevmedin belki,
ama ben sayende öğrendim
insanın, en çok
“iyiyim” dediği yerden
parça parça döküldüğünü.
Kalbimi sana verişim
bir vazoya konan çiçek değildi;
daha sen gelmeden
toprağa gömdüğüm bir fidandı içimdeki.
toprağı bile utanıyor artık
adını anmaya.
Ben bu sevginin içinde
kendimi unuta unuta büyüdüm,
Gerçek sevgi bazen
sarılmak değil,
sevildiğini hiç duymadan
ölüm kadar derin
bir yokluğu taşımaktır omuzlarında.
İşte bu yüzden kırgınım.
Sen hâlâ
“biraz alındı” sanırsın beni,
oysa ben çoktan
içimdeki bütün aynaları kırdım;
adın geçmesin diye
yüzüme bakmaya korkan
gözlerim var artık.
Kayıt Tarihi : 23.12.2025 07:40:00
Şiiri Değerlendir
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.




Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!