Geceye geç kaldı bir otobüs;
camlarında buğu, içimde yorgunluk.
bir adam indi — ben
bir şehrin unutulmuş duraklarından birinde,
ceket cebinde kırışmış bir bilet,
tarihi silik, gideceği yer: sen.
yağmur, kaldırım taşlarında titredi.
gazete bayiinin neon ışığı yanıp söndü,
üzerine sinek konmuş bir manşet kaydı sokağa:
“kimse konuşmadı.”
buharı tüten kâğıt bardak çay ısıttı ellerimi,
ama içemedim —
bazı şeyler içini değil,
içindekini yakar.
fotoğrafı çıkardım —
rengi gitmiş, gözlerin değil.
gülümsemen hâlâ aynı yerinde,
zamanın silemediği tek yer: kalp.
baktım ve anladım;
yüz değil, sessizlik kalır insanda.
telefon kulübesine sığındım sonra;
camı buğulu, jeton yuvası paslı.
aradım —
kendimi.
açmadım.
çünkü susmak bazen
en yüksek haykırıştır.
bir dua tuttum köprü başında:
“bu yangın bana kalsın.”
rüzgâr saçımı değil, kalbimi taradı.
su, ayağımın altından geçerken
adının ilk hecesini getirdi.
yutkundum;
yutmak, bazen affetmektir.
sessizliğin içi doluydu o gece,
kendi kalp sesimi bile tanıyamadım.
başımı eğdim yağmura,
o bile ağlıyordu sanki.
ela gözlü bir kedi sürtündü paçama,
yağmurdan kaçmış, titriyordu.
“git,” dedim; gitmedi.
yürüdüm, o durdu.
bazı sevgiler, ardımızdan gelmez;
olduğumuz yerde bekler sadece.
birkaç sokak yürüdüm sonra,
adımlarım seni anımsadı.
posta kutusunda mektup yoktu.
zaten yazmadım.
kalem, göğsümde takılan bir nefes gibiydi.
“iyiyim,” diye başladım bir cümleye,
dördüncü kelimede dağıldım.
mürekkep avuç içime aktı;
sildim, ama adın çıkmadı.
üç on beşti saat.
radyoda eski bir tango;
sözleri sende kalmış bir şarkının yalnız ezgisi.
pencere pervazında ıslak bir kuş,
üşüyerek kanatlarını içeri topluyor.
kendime sarılacak bir kalp aradım o an.
bir an oldu;
adını unutacak gibi oldum.
ve korktum.
çünkü unutmak, ölmekti biraz;
hatırlamak, yeniden yanmak.
yanmayı seçtim yine.
sabah perdeleri araladı —
ellerimde hâlâ gece duruyor.
ışık odaya değil,
gölgenin bıraktığı boşluğa vurdu.
herkes gider,
ama bazı sessizlikler kalır.
şimdi —
her dizesi sana benzeyen bir yalnızlıkla,
bir sigaranın külünde, bir yağmurun içinde
yeniden seni buluyorum.
çünkü biliyorum,
aşk ölmez;
yalnızca susar.
ve ben,
o sessizliği icat eden adamım.
Kayıt Tarihi : 17.10.2025 01:03:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!