Sonra şehrin üstüne yağmur yağdı,
Her damlası bir anıyı taşırken
Beraber ıslandık altında.
Gözlerimizde unutulmuş bir bahar,
Üşüyen ellerimize sığınan sessizlik vardı.
Bazen susardı şehir,
Gürültü, uzak bir hatıra gibi silinirdi.
Dil, kelimelerle küslüğe düşer,
Sokaklar usulca vedaya hazırlanırdı.
Buğulu camlarda kaybolurdu sözcükler
Kaldırımlar yalnızlığın ayak seslerini taşırdı.
Tüm kelimler fazlalık gelir
Cümleler anlamını kaybeder tenhalaşırdı
Göz görmez, dil lal olurken,
Biz sessizliğin en derin yerinde buluşurduk.
Ve en çok da, suskunluğun içinde kaybolurduk.
Şimdi bu şehir hâlâ aynı,
Yine yağmurlar yağıyor üstüne.
Fakat biz, o eski biz değiliz,
Zamanın izleri yüzümüzde,
Sessizliğin yükü omuzlarımızda.
Sokak lambaları, ıslak kaldırımlara düşerken,
Adımlarımızda geçmişin gölgesi saklı.
Bir eski şarkı dolanır dilime,
Kaybolmuş bir melodi gibi sesimde yankılanır.
Ben, kendimden geçtim belki,
Bir senden vazgeçemedim.
Belki güneşimi kaybettim ama
Seni kaybetmeye cesaret edemedim.
Kayıt Tarihi : 9.5.2025 14:32:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!