Sessiz İkrar Şiiri - Emrullah Çelik

Emrullah Çelik
94

ŞİİR


1

TAKİPÇİ

Sessiz İkrar

Ne kalbde bir nişân, ne gözde bir harâbât,
Bir eski hâtıra, sükûtta mest-i hayrât.
Leyâl-i mâzide döner feryâd-ı pinhân,
Ne hüsran eksilir, ne düşler biter aslâ.

Bir sîret-i hayâl gibi akseder derûnâ,
Kapanmış aynada bir hâb-ı dehr-i pünhân.
Zemân akar gider, nihân bir râh misâli,
Teslîmiyet ki var, derman olur nihâyet.

Bir zıll-ı mâtemdir gece, hayâl-i gamzîn,
Ne çare feryâda, ne yol var hicrâna.
Vahdetle nâğmelen, revân olur dil-i bîzâr,
Duyulur kalpteki o nâzik nîşân-ı âh.

Gözlerim görmese de bahâr-ı zîbâ-yı dil,
Bir ömrü sardı hep bu sükût-i derûnî.
Ne aşkla yanarım, ne hüsranla tükenir,
Bir sessiz inkisâr, bir âşiyân kalır benden.

Sükûtla bildim ki: yaralarla tekâmül,
Her damla hâtıra, bir gonce gibi meftûn.
Ne gamdır geç kalan, ne endîşe zemândır,
Bir ben var içimde, usûl usûl sergerdân.

Emrullah Çelik
Kayıt Tarihi : 27.5.2025 11:44:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Hikayesi:


Nişân :İz, belirti, işaret Harâbât : Viranelik, yıkıntı; mecazen “perişan hâl”, “harap olmuş yer sükûtta mest-i hayrât : Sessizlikte hayretlere dalıp kendinden geçmiş Leyâl-i mâzide : Geçmiş geceler, eski zamanların geceleri feryâd-ı pinhân : Gizli çığlık, içten gelen saklı feryat. Bir sîret-i hayâl : Hayalin iç yüzü; hayalden ibaret bir öz akseder derûnâ : Hayalin iç yüzü; hayalden ibaret bir öz bir hâb-ı dehr-i pünhân : • hâb: uyku • dehr: zaman, dünya • pünhân/pinhân: gizli Nihân :Gizli, Saklı râh misâli : yol misali Bir zıll-ı matemdir : bir yas gölgesi hayâl-i gamzîn : Hüzünlü hayal, gamlı düş revân olur dil-i bîzâr : Usanmış gönül akıp gider nâzik nîşân-ı âh : Ahın ince izi bahâr-ı zîbâ-yı : Güzel bahar, zarif bahar sükût-i derûnî : İçsel sessizlik sessiz inkisâr : Sessiz kırılış, sessiz incinme âşiyân : Yuva tekâmül : Olgulaşma meftun : Tutkun, hayran, kendinden geçmiş usûl usûl sergerdân : Yavaş yavaş dolaşan, avare gezen

Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.
  • Emrullah Çelik
    Emrullah Çelik

    Nişân :İz, belirti, işaret
    Harâbât : Viranelik, yıkıntı; mecazen “perişan hâl”, “harap olmuş yer
    sükûtta mest-i hayrât : Sessizlikte hayretlere dalıp kendinden geçmiş
    Leyâl-i mâzide : Geçmiş geceler, eski zamanların geceleri
    feryâd-ı pinhân : Gizli çığlık, içten gelen saklı feryat.
    Bir sîret-i hayâl : Hayalin iç yüzü; hayalden ibaret bir öz
    akseder derûnâ : Hayalin iç yüzü; hayalden ibaret bir öz
    bir hâb-ı dehr-i pünhân :
    • hâb: uyku
    • dehr: zaman, dünya
    • pünhân/pinhân: gizli
    Nihân :Gizli, Saklı
    râh misâli : yol misali
    Bir zıll-ı matemdir : bir yas gölgesi
    hayâl-i gamzîn : Hüzünlü hayal, gamlı düş
    revân olur dil-i bîzâr : Usanmış gönül akıp gider
    nâzik nîşân-ı âh : Ahın ince izi
    bahâr-ı zîbâ-yı : Güzel bahar, zarif bahar
    sükût-i derûnî : İçsel sessizlik
    sessiz inkisâr : Sessiz kırılış, sessiz incinme
    âşiyân : Yuva
    tekâmül : Olgulaşma
    meftun : Tutkun, hayran, kendinden geçmiş
    usûl usûl sergerdân : Yavaş yavaş dolaşan, avare gezen

    Cevap Yaz

TÜM YORUMLAR (1)