Düşüncelerim bu devirden,
bu şehirden,
bu boğucu betonun arasına sıkışmış insandan çok uzakta.
Bir dağın yamacında unutulmuş bir taş köyde belki,
bir çocuk gülüşünün yankısı kadar uzak.
Bir akşamüstü rüzgârında sararan yaprak gibi,
sessiz, habersiz, ama kendinden emin bir gidişin izinde.
Ne zamandır saatlerin sesi içimi ürkütüyor,
gecenin ortasında bile alışveriş merkezleri var rüyamda,
bir banka reklamı gibi konuşuyor insanlar,
her cümlelerinde bir kampanya gizli.
Sevgi bile taksit taksit artık -
"12 ay vade farksız", diyor gözleri.
Ben oysa,
kederin bile nakitini özlüyorum.
Ben buraya ait değilim,
ne bu caddeye, ne bu dijital gürültüye.
Aklım bir mektup gibi kalmış postanede,
alıcı bilinmiyor.
Bir tren garında sarhoş adamın cebinde ezilmiş hayallerim,
bir kadın camdan dışarı bakıyor,
ve ben onun iç çekişinde duyuyorum kendi kalbimin ritmini.
Eskiden her şey bir tütün dumanı kadar ağır ve gerçekti,
şimdi her şey ışık hızıyla geçiyor gözümün önünden.
Ağaçları özlüyorum - sadece gölge olsun diye değil,
birinin altında saatlerce susmak için.
Bir dalga sesi olsun istiyorum
hiç kimsenin yorum yapmadığı.
Ve aşk…
Aşk artık tanımadığımdır.
Bir bakışta başlar ve biter,
ekran kararıp başka bir hikâyeye geçilirken.
Ben oysa,
bir şiirin ortasında unutulmak istiyorum,
adımı bile sormasınlar.
Gidiyorum…
Ama ayaklarım değil giden,
zihnim, ruhum, belleğim.
Kök saldığımdan değil,
kırıldığım her yerden filizleniyorum.
Bir çınar gibi değil belki,
ama inatçı bir sarmaşık gibi,
duvarları aşmaya niyetli.
Aklım,
bu devirden değil artık —
ne zamandan olduğunu ben de bilmiyorum.
Ama biliyorum:
bir yer var,
henüz kirlenmemiş bir anlamın saklandığı.
Belki bir şiirin içinde,
belki sadece seninle susabileceğim bir andır o.
Ve ben oraya gidiyorum.
Kayıt Tarihi : 12.9.2025 00:09:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Huzura giden her yol mübahtır!
TÜM YORUMLAR (1)