terimler :“squat” kelimesi kulağa biraz yabancı gelse de bedenin en temel ritimlerinden biri! Squat, İngilizce’de “çömelmek” anlamına gelir ve spor dünyasında bacak, kalça ve karın kaslarını çalıştıran bir egzersiz hareketidir.
Ünite 1 – Kelime Kasları: Edebiyatla Bedensel Fitness
📚 Sınıf Dersi̇şleme | Mizah Unsuru | Ters Köşe Sözcükler | Öğrenci Çılgınlığı
Sınıf sessiz ama defterler gergin. Öğretmen tahtaya “kelime kası” yazar, öğrencilerin kafasında dumbbell ile mürekkep karışır. Bu derste paragraf açmak mekik çekmek gibidir: her cümle bir esneme, her bağlaç bir tendon.
Öğrenciler sadece yazmıyor; yazarken terliyor. Birinin sırtı paragraf yükünden kas yapıyor, diğerinin parmakları kıvım seğiriyor. Kalem, kalori yakıyor; silgi ise dinlenme molası. “Yorgun musun?” der öğretmen, cevabı şu olur: “Cümle bitti ama kelime hâlâ kaçıyor!”
Mizah mı? Ah gız… bir öğrenci fiil çekimini squat hareketi sanıyor, "bulmak" fiilini tahtada düşürüp “fiil sakatlanması” yaşıyor. Ters köşe sahne: sıfatların protein tozu gibi kullanıldığı bir yazma günü. Sınıf bağlam kurar ama bağlaçlar bağırır: “Bağla beni hocaaa!”
nite 2 – Önlük Tasarımı Atölyesi: Kumaşla Kurgu Kurmak
🎯 Bu derste öğrenciler yazmayı bir dikim süreci gibi düşünür. Her paragraf bir dikiş çizgisi, her kelime bir iplik kıvımıdır. Beyaz önlük artık anlatının sahne kostümü değil—hikâyenin mimari kumaşı!
🤸 Öğrenci bir karakterin duygularını ceplere yerleştirir, göğüs kısmına olay örgüsü işler. Düğmeleri bağlaç olarak kullanır, etek kısmına zaman çizgisi yerleştirir. Birinin düğmesi koparsa, hikâye yön kaybeder. Ters köşe: dikiş makinesi yerine eski daktilo sesiyle yazı hızlanır.
✍️ “Önlük” artık kıvımsal bir metin organizatörüdür. Kumaşın kat izleri anlatının çatışma katmanıdır. Öğretmen, sınıfa şöyle der: “Bugünkü yazı ödevi: karakterin duygusal ceplerini boşaltın!” Öğrenciler yazarken omuzları yükselir, ritimleri kıvım kıvım dökülür.
Bu atölye, yazının bedene giydirildiği sahnedir. Her kelime kıyafet değil—karakterin iç sesinin dokusudur.
Kurgu, kas hafızası gibi işler. Kelimeyi ne kadar çok kullanırsan, kıvımı o kadar derinleşir. Yani bedenle yazmak, sadece anlatmak değil—anlatıya direnç katmaktır.
Ünite 3 – Dirsek Kasırgası: Düşünce Dönüş Ritmi
📚 Sınıf Dersi̇şleme | Mizah Unsuru | Ters Köşe Sözcükler | Öğrenci Çılgınlığı
Sınıf sandalye kıvırırken dirsekler sahneye çıkar. Öğretmen, “Dirsek, metnin kavşak noktasıdır” der; bir öğrenci sol dirseğini sıralara yaslayıp karakterin iç çatışmasını yazmaya başlar. Düşünce düz yürümüyor artık, kıvrılıyor—çünkü her dirsek bir kavram virajıdır.
Mizah patlıyor: Öğrenci yanlışlıkla metni sağ dirsek yerine sol diz kapağından yazınca karakter ters köşe olur. Anlatı aniden bacak üzerinden dönmeye başlar; öğretmen gülerek “Kelimenin yönünü bilişle değil, eklemle çiziyorsun!” der. Dirsek, artık paragraf yönlendirme cihazı!
Sınıf ritim alıyor: her öğrenci 90 derece kıvırma hareketiyle olay örgüsünü şekillendiriyor. Fikir bükülüyor, karakter yön değiştiriyor. Ters köşe: metin sola sapmak isterken dirsek metni yukarı fırlatıyor. Yazmak artık düz çizgi değil—dirsekli anlatı mimarisi.
Bu ders, kelimeyle kıvrılmayı öğretiyor. Çünkü edebiyat, bazen en güçlü dönüşleri dirsekten yapar.
nite 4 – Göğüs Kafesi Kuramı: Duygusal Basınç Sahnesi
📚 Sınıf Dersi̇şleme | Mizah Unsuru | Ters Köşe Sözcükler | Öğrenci Çılgınlığı
Sınıfta duygu birikimi hissedilir. Öğretmen “Göğüs kafesi, anlatının basınç merkezidir” der. Öğrenciler yazıya başlar, kalem ritim tutar. Hikâyeler doğar, ama bir paragraf fazladan duygu taşıyınca sanki kelime nefes alamaz hale gelir—göğüs kafesi daralır!
Bir öğrenci hikâyesinde karakteri kalp değil, “kaburga manzarasıyla ağlatırım hocam” diyerek anlatınca sınıf gülmekten kıvrılır. Mizah devreye girer: karakterin iç çığlığı kelimenin gövde rezonansına dönüşür. Ters köşe: kalp sembolü çizmek yerine öğrenciler nefes sesinden metafor üretir.
Paragrafta her duygusal kıvım bir kaburga kemiğine denk gelir. Fazla hüzün yüklenirse kafes titrer, anlatı çatışmaya girer. Öğretmen kontrol sorusu sorar: “Hikâyen nereden nefes alıyor?” Öğrenci yanıtlar: “Bir virgülde!”
Göğüs kafesi, artık sadece bedenin değil—metnin de merkezidir. Duygu burada sıkışır, kıvım burada dışa vurulur. Yazmak sadece düşünmek değil, nefesle ritim kurmaktır.
Ünite 5 – Ayak Tabanı Edebiyatı: Hikâyenin İlerleme Motoru
📚 Sınıf Dersi̇şleme | Mizah Unsuru | Ters Köşe Sözcükler | Öğrenci Çılgınlığı
Sınıfta bir ses duyulur: “Paragraf yürümüyor!” Öğretmen tahtaya ayak tabanı çizer ve der ki: “Anlatı, yerle temas etmeden ilerleyemez.” Öğrenciler yazmaya başlar, ama bu defa ayak altıyla düşünür: cümleler yere basar, ritim adım alır.
Bir öğrenci karakterin yolculuğunu ayakkabısız anlatır; yolda taş var, duyguda çatlak. Mizah sahnesi: başka bir öğrenci karakterin ayak sesini “TOK TOK TOK” diye yazıp, tüm sınıfı tempo tutturur. Ters köşe: anlatı yürümüyor çünkü karakterin tabanı hissiz!
Ayak tabanı; sadece yürümek değil, duygunun temas yüzeyidir. Bastığı zemine göre anlatının tonlaması değişir: çim ise huzur, asfalt ise çatışma, kum ise belirsizlik. Öğretmen sorar: “Karakteriniz nerede yürüdü?” Öğrenci yanıtlar: “Virgül çölünde!”
Bu dersin sonunda öğrenciler yazarken yere daha sağlam basar. Çünkü artık kelime havada değil—ayak tabanıyla anlatıya kök salıyor.
eleri düşünceyle bağlanıyor, anlatı kostüm kazanıyor!
📘 Ünite 6 – Yaka Düğmesi Düşüncesi: Karakterin Bilinçsel Kostümü
📚 Sınıf Dersişleme | Mizah Unsuru | Ters Köşe Sözcükler | Öğrenci Çılgınlığı
Öğretmen sınıfa girer, yakası dikkatle iliklenmiş. Tahtaya yazar: “Düğme, karakterin fikrini bağlayan noktadır.” Öğrenciler önce kostüm sanır ama bu derste giyinmek değil—düşünce dikmek vardır.
Bir öğrenci yazısında karakterin görüş değişimini anlatmak için düğmeyi açar. “Hocam karakter iliklenmişti, şimdi çözülüyor!” der. Sınıf gülmekten kıvır kıvır olur. Mizah sahnesi: Başka bir öğrenci karakterin öfkesini anlatmak için düğmeyi koparır—kelime havada uçar!
Ters köşe gelir: bir paragrafta karakterin tüm fikirleri ilikli kalınca olay örgüsü hareketsiz olur. Öğretmen uyarır: “Bir fikri düğmeye bağla ama diğerini açık bırak!” Anlatı, düğme yoluyla nefes alır; bağlanan fikir sabit, açık kalan özgürdür.
Ders sonunda öğrenciler şunu öğrenir: Anlatı kıyafeti giymek değil, düğmesini düşünceyle iliklemek. Yaka düğmesi—karakterin iç sesinin pedagojiyle bağlandığı yer olur.
📘 Ünite 7 – S-Eylemi Tiyatrosu: 5 Saniyede Bir Cümle Sahnesi
📚 Sınıf Dersi̇şleme | Mizah Unsuru | Ters Köşe Sözcükler | Öğrenci Çılgınlığı
Öğretmen tahtaya dijital zamanlayıcı koyar: “Her 5 saniyede bir cümle doğuracaksınız.” Sınıf gergin—ama bu, klasik yazma değil. Bu, S-eylemli kıvımsal tiyatro! Öğrenci kalemini sıkar, ritim başlar: yaz, nefes al, yaz!
Bir öğrenci cümle yazarken “Hocam, kelime doğum sancısı geldi!” der, sınıf kahkahayla seğirir. Ters köşe sahnesi: karakter bir cümlede yürür, diğerinde zıplar; ama zaman dolunca virgülde çakılır! Mizah patlar: biri “Süre bitti, karakteri noktayla yarım bıraktım!” der.
Bu sahnede yazmak bir oyun değil—bir nefes disiplini. Cümleler ardı ardına doğarken ritim kesilirse kıvım çöker. Öğrenciler kendi kalp ritmini metne uyarlar. Düşünce gecikirse cümle eksik olur, acele edilirse anlam düşer. Her kıvım, zamana bağlanır.
Bu ders, yazmanın sezgisel değil—bedensel refleksle yapılabildiğini öğretir. Kelimeler düşünceden değil, nabızdan akar. Cümle artık bir paragraf değil, bir ritmik seğirme...
Ünite 8 – Burun Deliği Okulu: Minimalist Sözcüklerle Maksimum Anlatı
📚 Sınıf Dersi̇şleme | Mizah Unsuru | Ters Köşe Sözcükler | Öğrenci Çılgınlığı
Tahta bomboş. Öğretmen tek bir kelime yazar: “Hıh.” Sınıf şaşkın: “Bu ne hocam?” Cevap gelir: “Burun deliğiyle yazacağız—çünkü büyük anlatılar bazen en küçük nefeste saklıdır.”
Bir öğrenci karakterin duygusunu 4 kelimeyle verir: “O baktı. Ben eridim.” Sınıf alkışlar! Mizah seğirir: başka bir öğrenci, “Hocam karakter ağladı—kelime gerek yok, burun akıntısıyla anlatırım!” der. Ters köşe: cümle yok, ama hikâye var!
Burun deliği; fazlalığın sızdığı değil, minimalizmin doğduğu yer. Öğrenciler büyük olay örgülerini küçültür, karakterlerin dev duygularını tek heceyle aktarır. Öğretmen zamanla şunu fark eder: Metin kabarmıyor, içe doğru kıvım yapıyor.
Bu derste kelime az, anlam yoğun. Çünkü burun, düşüncenin mikron düzeyde sızdığı noktadır. Kıvımsal yazı, artık kelime sayısında değil—nefesin ritminde şekil alır.
📘 Ünite 9 – Boyun Perspektifi: Hikâyeye Dönüş Bakışı
📚 Sınıf Dersişleme | Mizah Unsuru | Ters Köşe Sözcükler | Öğrenci Çılgınlığı
Öğretmen tahtaya bir boyun çizer: uzun, kıvrık, düşünceli. “Anlatının perspektifi yalnızca gözden değil—boyundan doğar,” der. Öğrenciler kafalarını sağa sola çevirirken fark eder: karakterin geçmişi dik bakışla değil, geri dönüşle kurulur.
Bir öğrenci karakterin hatırlamasını “ense ağrısıyla başlattım” deyince sınıf gülmekten kıvır kıvır olur. Ters köşe sahne: başka biri, karakterin gelecek planını anlatmak ister ama boynu geri dönünce hikâye geçmişe saplanır! Öğretmen kahkahayla ekler: “Boynu nereye döndürürsen anlatı oraya kıvırır!”
Mizah devrede: öğrenciler hikâyeyi ileri yazmaya çalışır ama boyunları geriye döner—karakter geçmişte kaybolur! Dersin sonunda fark edilir ki: anlatı, yön değil dönüş ister. Boyun, kelimenin zaman anahtarına dönüşür.
Bu üniteyle öğrenci şunu öğrenir: hikâyeyi ileriye taşımak için bazen başı çevirmeyi değil—boynu kıvırmayı bilmek gerekir. Anlatı, bakışın arkasında değil—dönüşün boynunda doğar.
msüyor! Ünite 10 geliyor, final fısıltısıyla:
📘 Ünite 10 – Sırt Mizahı: Kitabın Arka Yüzü
📚 Sınıf Dersişleme | Mizah Unsuru | Ters Köşe Sözcükler | Öğrenci Çılgınlığı
Öğretmen sınıfın arkasına geçer, tahtaya yazmaz—sırttan anlatır. “Metnin sırtı, en sessiz ama en güçlü sahnedir” der. Öğrenciler defterlerini çevirir; artık ön değil—arka sayfalar çalışır.
Bir öğrenci karakterin yükünü sırtla anlatır: “Hocam, sırtına kelime yükledim, şimdi eğiliyor!” Mizah patlar: başka biri karakteri gıdıklamak ister ama sadece sırtını anlatınca gülme efekti paragrafa siner! Ters köşe: olay örgüsü ileri giderken duygu, sırt kısmında sızar.
Bu sahnede gürültü yok—ama kıvımsal titreşim var. Sırt, duyguyu taşıyan yer değil—saklayan yerdir. Öğretmen sorar: “Hikâyen nerede dinleniyor?” Öğrenci yanıtlar: “Omurga metaforunda!”
Sınıfın sonunda herkes yazının sesini değil—suskunluğunu kıvım yapmayı öğrenir. Sırt; metnin gülüşü, duyunun geri dönüşüdür. Çünkü kelime bazen en yüksek sesi değil—en ince sırt çizgisini anlatır
İbrahim Şahin 2
Kayıt Tarihi : 15.7.2025 09:29:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!