Bir ağaca yaslandım, ağac haberin var mı
Dibinde yangınlar var, senin yanığın var mı
Bende dünya yükünde acılar var taşırım
Sende dert dinleyecek Takat liyakat var mı
Sende kabuklar çok sert bende çamurdan bir ten
Yürümeye alışmadan
Bu hayata karışmadan
Sevdan Bir kabus gibi
Yaşlandıdı anlamadan
Neydi nasıl oldu bana
Bırakmam ben seni asla
Seviyorum seni fazla
Tutamaz hiçbir güç beni
Durdurmaz beni yasakla
Sende sev artık beni
Güzel gündü seninle gözgöze geldiğimiz
Üç çeyrek pazartesi Gülüp değiştiğimiz
Benim içimde yangın sende utangaç haller
Saklandık köşelere görmesin diye eller
Unutmam o günleri oturduğumuz yeri
Bir baharı düşle ağaçlar yeşil
Güneşin ısıttığı yüzler umutlu
Yere yığılmış sis sen artık çekil
Sen göklere asıl herkes çok mutlu
Sevdiğim bir kuş ol düzlükte süzül
Bir bakışın yeter di
Çölleri yeşertmeye
Bulutlarla süzülsen
gönlümü yeşertmeye
Çöllerime yağmur ol
Bir çerçeve ki hazin
Yükü senindir, mazin
Güzel günlere şahit
Sevdiğim senin izin
Solmuş olsada sensin
Yollara bakarım görünürsün diye
Umutlar sırdaşım, çıkıp gelirsin diye
Pencere ve kapı hayat mı bu diye
Sorarım hayatı esir oldum ben niye
Ne ettin sevdiğim Hayatımı mahvettin
Bir fırtına geliyor
Toz toprak sıcak rüzgar
Yer gökte geziniyor
Gök insanlığa kızar
Yerde yeşil kalmamış
Yeşilin hiç birtonu
Bir Çorak araziye benziyor İnsan
Su verilmiş Tertemiz, tohumu izan
Filizin de zehir, dalları nankör
Dost olmaz doğruya, yaprağında kan
Dengesi topraktı gür ve çok gümrah
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!