Nerede bir vedalaşma görsem
Yüreğimde depreşir ayrılığın tiz sesi
En kavi depremlere direnirken gönlüm
Uçar sürgünden sürgüne kırk kanatlı kuş gibi
Ilık ılık eserken esmer ayaz yüzüme
Takatim kalmamış çok yorulmuşum
Ermedi benliğim murada bir an
Farzet ki senelerce tatlı gülmüşüm
Olmadım ömrümce bahtiyar bir an
Temennim odur ki sende yanasın
Çanakkale!
Süngüler ıpıslak
postallar delik deşik
Sallanıyor top sesiyle
İklim iklim ilerledim yönüm hep iki hece
İlmek ilmek örülmüşken kubbemize kara gece
Pusu kurmuş yıldızlar, Sanki sen mi parlarsın
Ey gönlümün fecri yar, Düşlerime kaygısın
İçimde hasretinin soğukluğu olunca
Gökyüzü perdesini güneşiyle açardı
Şafaklar tılsımıyla hislerime doğunca
İki gözüm yollarda hep gölgeni arardı
Bir tarafta beklerken bir tarafta ağlardım.
Bu puslu havada soğuk denizde
Gidiyorum ufuklara acılarla her sabah
Bir sızı ki kalbimi yakıyor hep derinden
Peşimden sürüklenip gelir benle her sabah
Sanıyorum bitecek, geçecek bu günler
Ben bilirim bu hissi
Derinlerde bir yerde
Bir Yumruk iner şimdi
Göğsümde ki kafeslere
Ben bilirim ben bu hissi
Hüzün yakışmaz mahmur gözlere
Ne bakarsın uzaklara ey kafkas kızı
Haber mi gelmez selam saldığın yerden
Kimleri beklersin sen ey kafkas kızı
Kömürden gözler, kaşlar da hilâl
Hangi şehire gitsem bulur beni hüznün
Buzuldan bir buse, acı veren his bu
Sokaklarda seni arayıp dursam
Kucaklarım senden acılar da bulsam
Ayazı silebilsem güneş günüme doğsa
Saçlarında çiçeklerin binbir türlü renkleri
Ulaşmaya can atardı buklesine ellerim
Çehren gibi yansıyor gökyüzünde kızıl ay
Deprem hissi yaratıyor şu göğsümde her bir an
Kahrederdim geceleri sensizlikle geceleyip
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!