Bazen gitmek gerekir.
Herşeyi öylece olduğu gibi bırakıp;
geldiğinde bulamamayı göze alıp,
gidebilmek gerekir.
İleriye daha umutla bakabilmek için,
ardında bıraktıklarına aldırmadan;
Günaydın aşkım,
günaydın umudum,
günaydın talihsiz günlerimin kuşu,
günaydın en güzel yemeklerimin tuzu.
Günaydın raftaki kitabımın tozu,
günaydın şiirimin ilk hecesi,
elimde kar tanesiydin,
eridin.
sen akıp giderken parmaklarım arasından,
ben tüm hücrelerimle sana akıyordum...
hüzünlü bir keman ezgisi eşliğinde tükendik.
tükenirken de gururlu,
her zaman yürüdüğümüz,
dar,
karanlık
ve alabildiğine biz kokan bu sokağı
bu gece bensiz yürüdün;
bağışla.
Tüm dağları,
yerle bir et giderken,
gökyüzünü yırt,
öyle mavi durmasın.
Yalnız,
çocukluğum kalsın elimde...
uzaktan bir düş sesi gibi gelir,
herkese ait bir şehri
seninle tanımak.
ellerimde sen varsan,
yıkılsın yeditepe,
geçmesin balıkçılar,
Göçebe bir sevdadır,
yürek elde,
korkular yüzde yaşadığımız;
her çirkefliği
elimize yüzümüze bulaşmış...
Arınmak ihtimali yok,
bütün hayal kırıklıklarımı topladım,
gidiyorum.
yanıldığım her gün,
kendimi yordum
hiçbiri
sade bir kahve kadar ayıltamadı beni.
kasabaya gelirken tek derdim
nasıl söyleyeceğimdi,
bir nisan akşamı neden sessizce kaybolduğumu;
neden bıraktığımı,
nereye gittiğimi...
yaklaştıkça kalbim daha hızlı çarpıyor,
kelimelerle dans ederek yaşlanmak,
bir ömrü kelimelere yaslamak,
ruhumun serzenişi,
yüreğimin
hak, ekmek kavgasına değil de
yokluğuna direnişidir
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!