Sonhardaki yapraklar, seni görmüş;
Belli ,dökülüp kuruyacak.
Ruhum çoktan ölmüş,
Bedenimden ne olacak.
Mecnun, Leyla'yı görmüş,
Arasan bulursun bir Zarifoğlu mısrasında
Ben de bir zarif oğluyum satırlarım buzlara
Söylecenek söz olurum anadoluda aşıklara
Kütahya'da ben olurum Erzincan'da Süreya
Bende dinlerim bazen ama değil İstanbulu
Sana yine yazmak istedim
Kafiyeler,kelimeler,cümleler sönük
Okursun, belki seversin dedim
Duvardaki resmine dönüp
Bende böyleyim işte huyumdur
Niçin günaydını eksik edersin
Yoksa camına gün vurmaz mı
Sevmez misin yoksa beni hiç
İçini bir telaş sarmaz mı
Yok mudur hiç eşin dostun
Düşlüyorum, düşünmekten usanmadan
Bir dağ düşünüyorum, insan suratlı
Elmacıklarına hiç yağmur yağmayan
Saçlarında bir nebze kar bulunmayan
Bir kadın yüzü gibi güzel olmalı bu dağ
Hayatımda duyduğum en güzel iltifatsın
Seni görünce tüm şiirlerimi yırtıp attım
Kaderime şükrettim dedim iyi ki varsın
Güneş şimdi doğdu ve ben yeni uyandım
Bitmesini istemediğim güzelim bir rüyasın
Bir Haşim çirkinliği var ruhumda
Bu yüzden aynalarımı kırdım tek tek
Gözyaşlarımız bile dışarı akıyor hep
Bir şeyler eksiliyor içimizden tek tek
Sarfettiğimiz kelamlar bile dışarı dökülüyor
Derdimi ziyarete gel bu bahar akşamı
Dermanını bulunca iyileşir canlanır cananı
Gelmezsen olmaz yazıktır boynuna günahı
Tehdit değil bir istek gel yaşatma intizarı
Gönlümde kalsın sevginin izdihamı
Sana sımsıkı sarılıp dağlasam ciğerlerimi
Yüz tutsa korlarım sönmüş birer köz olmaya
Diniverse acılarım, rahatlatsam içimi
Sönmeyi nerden bilsin ki hiç yanmayan
Temiz bir sayfa açamam tül perdeden bakarak
Bu kez sen şair ol
Ben ise şiir olayım
İstemem kağıt kalem
Kalbine yazılayım
Önce ruhundaki pası sil




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!