bir gun yalnizlik zindanininda
bir tek ve yalniz mahkumun
uzak ve tanimadigi bir hitab melegine
yazdigi ve anlayamadigi
kim oldugunu bilmedigi
biri tarafindan gelen
Ben…
Ruhumu şarap teknelerinde
Yıkayıp terbiye ederim…
İsyan türküsü
Söylerken lal dilim…
Sonra dudaklardan
-Kimin? Beni yaralayan bu yüz-
Yolunu tanımadım bu firarî gidişlerimin
Asıldığımı görmedim de şizofrenik rüyalarda
Ve başka bir ses değildi bendeki bu gürültü
Kalp atışıydı sadece ayaklarımın altındaki cansız yerin
belki bir gün gelir
kapın çalınır ansızın
ve birden heyecanlanırsın
kimdir gelen diye
ve aniden yazdığın o şiirin
kahramanı geldi diye
Paspal bir geceyi üzerime düşürürken
bir kalpazan gibi gökyüzü
içimde yaşadığım depremler
kalbimdeki k e n t i harabeye kalbetti.
yıkmıştı ayrılığın benliğimi...
-Suyu tanımaz acının örsü-
Öfkesi törpülenmiş yüzümün
gözlerini yut(a) madı güneş
susmalarımda virgül kopmalara sığdırılan
kırık kelimelerim yol alır isyana
V. Düş: Sardunya Kokusu Ölüm....!
Beynimin her kıvrımında
ö l ü m gezinir şimdi...
kayıp kentin uyuyan güzelini
Yaşamanın getirdiği o ağır yokluk
Bilmem nerde biter bu arayış
Kimin kollarında son bulur
Nerdesin kahır-olası ey sükûnet
Cevapsızlığı(mı) n cevabı nerdesin?
Ellerim boşta kalmıştı
dokundukça gözlerine
avuçlarımda tütsülediğim ölüm yandı...
bakışların kan kırmızı...
bakışların papatya
hissettikçe döküldü
Bugün 3 Şubat,
Ayrılığın bir tarihçesi
Yıkılışın ayrı bir adı
Devrimin başka bir tadı...
Uzayan yollarda bir kayboluş
Kayboluşun bir sitemi
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!