Kurşunlar ekilen,
Anaların gözyaşlarıyla sulanan topraklardan,
Bereket beklemesin hiçkimse...
Oluru yok sevdalarımın...
Ben en çok güneşi sevdim,
Bak hala yağmur yağıyor...
Her ayrılıkta daha az üzüleceğiz belki,
Sonra daha az hatırlayacağız, hayat telaşesi bahanemiz olacak.
Sonra,sonrası hiç...
Söyleyemediğim onca söz soluğuma prangalı,yüküm ağır,gidiyorum..
Kızıl kanatlı bir kelebeğin ömründen çaldım zamanı,
Yolum uzun...
Mutluluk umudu ile çıkmadım hiçbir yola,anlayacağın sonunu biliyorum...
Gülüşün kime aitse,o güldürsün seni,Ben gidiyorum...
Her adımım yalnızlığın başladıgı yere çıkıyor anlamsız...
Takvimin yapraklarını parçalarcasına koparırken kaybediyorum kimliğimi,
Tanıdık kaldırım taşları ve göz kırpan sokak lambalarıdır şahidim, döneceğim...
Kar yağmaz yaşadığım kente,
Kuşlar bile göç etmek istemezken,
Ben zamansız terk edeceğim...
Kaybetmemek için çabalarken,
Zihnimi parçalayan anılarla kaybolmuşum...
Sokakları hüsran kokar bu kentin,
Günün bağrındayım belki, ne farkeder,
Adım atmak bile zul olur adama,
Aldığı nefes, baktığı gökyüzü yabancıysa eğer...
Şimdi her çocuk gülümsemesinde,
Toprağı her ıslattığında tahammül edilmesi zor olan yaşamın deltasında yağmur,
Ve hasret kederiyle kararan bulutlardan sıyrılan ay,
Umudu hayatta tutan ne varsa, seni anımsatıyor bana...
Gene yolcuyum,bir bilinmezlikten bin bilinmezliğe...
Yarınım mechul.
Ben bile iki kelam edemedim kendimle,
Sen nasıl tanıyıpta sevdin beni?
Beni bana sorma anlatamam,
Yollara sor,
Kapayamazsın gözlerini bu karabasan gecelerde...
Noksan sohbetlerden yorulursun,
Sesin çakılır boğazına,
Bir tek sen susarsın...
Dinlemek zorundasın artık şehrin çıldırtan uğultusunu...
Hasret öleceksin bilirsin bozkırın ıssız sessizliğine...
Otobüs camındaki yağmur damlaları yakamozu anımsatıyor.
Denizi özlemişim besbelli...
Ve yollar, bir özlemi bitirirken bin hasretide sürüklüyor ardına...
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!