Tanıdık suretinin nedir şu rahatıma kastı?
Hani ağyardı her günü karartan
Şu yağan kara ne demeli peki
Hani gelmişti bahar, kurtarmıştı şitâdan?
Meraklısımıydım sanarsın
Edepsizliğin tadıyla yaşamaya
Lauvbağli aşklara yanıp tutuşmaya
Adınla hayallere kanmaya
Halen anarkene mazinin karanlığını
Alışmışım mel'un rüzgarların yârlığına
Etme, dokunma dikenime
Lazım değil ışıltıma karanlığın
İkazımdır canın yanıksa
Fehsi vaciptir hayalığın
Arayıştadır serçelerim, döktüğün kızılcığa kanar
Yalanları soramam sana, güzel duruşuna değmesin nazar
Zaten yelkenlerimi dolduran rüzgarın yok artık
Yazık, ne büyük ihtirastı halbuki, bellidir gözünden kaçar
Belki de gönlün bana kulluğu layık görmemişti
Bir katili ansam, parıltıdan yoksun
Mum ışığının altında şükürlere sarılsam
Bilmem belki döner eski serinlik
Aptal ıslatanla sanki dolar benim derinlik
Gelip geçsin ne yazar, ben bilmem ki gerçeklik!
Bekledim, çok bekledim ateş gibi sadakati
Tabi görmeden kalplerdeki mahareti
Yalnız gönlümde açtığım yaraları
Kapayacak bir dağ bekledim
Amansız hülyalarla sınamış beni bu bekleyiş
İlhamı gece ışıltısı kadar loş
Hakikati mum ışığının karanlığınca sinsi
Sanki bir rüyaydı, geçmişti Karainci
Anlatana ibretliktir aslında hikayesi
Buharında erimeyeni yakar küskün kinayesi
Uykumun en tatlı yerinde uyandıran
Günün en rahat saatinde yüreğimi sızlatan
Yüce gayemden dönersem söyle
Ne farkım kalır asalak bir hayvandan
Ya da ölü bir insandan
Yüreğimdeki uğultuyu
Kahve bakışlı bir huyu
Kandırılmış duyguyu
Belki yalancı devlet tuğu
Fark etmez ne olduğu
Ömrümden uzun yollara revadır belki kanatların
Anmayacağın acılara şahittir sanki sönük yanakların
Şu yalansız gökyüzünde bana yer görmezsin anlarım
Yazıktır, hâlbuki bir kere de bana öt diyeydi
Kaleme aldığım tüm şu adaklarım
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!