Unuttuğum bir geçmişin izindeyim.
Yanımda yoksun ya ben ondan içerledim.
Belki de hayallerimi satmadığım için ben,
sen gözünde değersiz bir hiçin biri.
Dışarıda martıların sesleri.
Gece çöküyorken al beni.
Yine, hislerimde parçalanan sayfalara kan damlar.
Bu şehir sen demini tattığından beri, bana kalmadı ki
nefretin şu kadehinde tek damlan.
Dualara sarıl bugün.
Aşkı yanaklarıma damlatan bir gökyüzünün
koyu bir telvesini hatır saydım ört yüzünü.
Eskisinden karanlık şu çığlıklarımın
ölüm bile peşindeyken
kefenle ört yüzünü.
Sarılmak, seninle anlamlı.
Yağmuru hissettim, dudaklarım paslandı.
Ölüme doğru son bir adım kaldı.
Belki yanaklarına düşen her damla sana armağandı.
Yine de gülümsüyorum.
Yıkılmak, bazen koyu bir gökyüzüyle mümkün olur.
Seyredersin kenti en yitik bir limandan.
Gülümsemeni hapseden bir ayrılıktır.
Tam düşerken kanatlarıma biner yükün araftan.
Mümkünü kaybolan bir ihtimalden fazlasıyız.
Güneş bugün yokluğundan alındı.
Olmadığın şehirlere doğdu.
Peki sen neredesin?
Varlığımdan sıkıldın mı?
Hangi şehrin gündüzüsün?
Gel bu şehre akşamım ol.
Seni düşündüm ve resimlerin ıslandı.
Damladığın her gün için göz altlarımı paslandır.
Yine de hasretini hayallerimden ayrı tutup
rüyalarıma gelip öyle sol omzuma yaslandın.
Elim hızlandı sana yazmayı borç bilip.
Akıl fani işte kanıp gidiyor gerçekliğine.
Sorgu sorulmaz diyarların güzellik şehirlerine.
Anlatamadığım bir sen vardın.
Bir de içimde yanan duygu pınarları geçiyor içimden.
Şimdi paramparça ettin beni sevin.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!