Gün batımlarında başka yöne göç edemeyen ürkek kuşlar gibiyiz,
Eski eski rotalar, hep takip ettiğimiz
Resimler hala siyah beyaz, hala tozlu
Çaresiz günler, yorgun yıllar, yıpranmış zaman geride bıraktığımız
Ezilmiş bir yarın kuyusunda sallandırdık umudu çoğumuz,
Korkmak...! nedensiz, niçinsiz.... kırılmak..! kime, niye...
Burası kime ne meyhanesi
Kimisi içer unutmak için
Kimisi sevinçten
Ağlar kimisi,
Boş boş gülenleri gördükçe
Boşalan sinirine engel olamadan
Bir gün,
Yağan bu yağmuru göremeyecek gözler.
Bir gün,
Yağan bu yağmuru işitemeyecek kulaklar.
Bir gün,
Ne güzel diyemeyecek diller,
Ne vakit Mayıs 19’u gösterse takvim
Beyaz bir gemi kalkar içimde.
Yükü yok, tek bir tayfası var içinde,
Yüzünü hatırlayamadığım, Ferhat isminde
Ne vakit yola çıksa beyaz gemi
Gidiyorum...
Bir buz mavisi intihara kırdım, rotası şaşmış gemimin dümenini.
Gidiyorum...
Ardımda umursamazlık şarkısını mırıldanan kara gölgeler bırakarak.
Okuyabilsen gözlerimi
Görebilsen kalbimi
İşte o zaman anlayacaksın
Senden nasıl nefret ettiğimi
Gözle görmek yeterli olmuyor kimi zaman
Ey denizin oğlu
Rastgele diyen balıkçıların ağlarını attığı kızıl şafaklarda
Cam gibi bir denizin ortasında
Açtığında gözlerini dünyaya,
Neler düşünmüştün kimbilir......
Uğruna acı çekmek var mıydı aklında o derin yeşil gözler için,
Buz gibiydi dışarısı,
Elleri silah tutarken titriyordu askerler,
Makinalı tüfek sesinden başka bir ses
Kan ve barut kokusundan başka bir koku yoktu dışarıda.
Çocuklar sığınakta feryat ediyorlar,
İşte önümden geçiyor
Hiç değişmemiş gibi…
Başı önüne eğik, yorgun…
Siyah pardesüsü
Fötr şapkası
Ve…
Güle konma öksüz bülbül,
Dikeni batar kanarsın, aşktan değildir…
Dile gel bir türkü çığır,
Sevda kelamıdır türkü, boş söz değildir…
Mızrap ol telde dolan, saz ol gel dile
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!