anımsamakla meşkul bir yaratılışın
smokini içinde insan
uçurumun kenarına geldiğinde
kimseciklerin
olmadığı bir evreni yakalar
Ey insanlar
Ben ıssız bir iskeletİm
Bir ölü değilim evvel zamandır
Yükü boşanmış emekli bir hamal kimine
Uzamayan saçlarım
Uzamayan tırnaklarım
-Yeryüz karanlıkta inşaa edilir-
Ve soğuk fırtınalı bir kış günü
Yedi kollu kapısından geçerek
Yedi kulenin yükseldiği düşsel tepeye
Sanki bir kuyudan asılır gibi çekti
ölçülü bir çölü geçmeye çalışan bedeviydim esasında
susuz kaldım epey susuz
devemin gözleri ne kadar iri ve güzeldi
fakat bana çölü yürümek için
hörgücündeki sabırlı su yeterliydi
bu yüzden hançerimin ışıltılı ucuna
'Had Gadia'ya itirazen'*
Derken kimse tanık sandalyesinde görmedi
Kedinin yediği kuzunun kursağındaki solgun otu
Kuzunun kursağındaki otun toprağı yorduğunu
Otun yorduğu toprağın sarp kayayı yonttuğunu
'Aşk dilini bilmediğin bir kızın
Eteğinin altında sakladığı
Nar ağacını güneş almıyor diye
Budaması mıdır' dedi!
'Zamanını Sokrat'ın idama gittiği
Düşen bir meleğin kanadını önce çocuklar koparmak ister
Çünkü masumiyet zırhıyla bastırılmış doğa
Deneyimsiz evladının totemini
Yırtıcısıyla tanıştırmak için saltıktır!
27.09.2008
Hey küçük dostum dedi tanrı
Yüzümü kızartan kirli sakalıyla
Amor Fati (Bknz.Nietszche1844)
Dedimki ona
Bak senin öldürdüğün bir martı
çelişkili bedenler kulübüne üye
bir pisipisiyle konuşuyoruz gerçeküstü:
ne olacak bu
çok hisli dabılyunun cinselliğine
teğet geçen harflerin akıbeti?
'Kimileri kendi zincirlerini kırmaktan acizdirler de
dostlarının azatçısıdırlar'
Böyle buyurdu Zerdüşt
Bir kez daha sıçrayarak kalktık
Ben ve dostum alevler içinde



Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!