Her sabah aynı sancıyla uyanıyorum.
Gözlerimi açar açmaz seni arıyor
bakışlarım;
sanki geceden kalma bir rüyada hâlâ
seninleymişim gibi…
Ama gerçek, yüzüme çarpan soğuk bir
duvar gibi.
O duvarın adı sensizlik.
Ve ben, her gün o duvara çarpa çarpa
biraz daha yitiyorum kendimden.
Nefes almak dediğin şey,
insana iyi gelir sanırdım.
Ama sen gittin gideli,
her nefes biraz daha ağır geliyor.
Sanki ciğerlerime dolan hava değil de
senin yokluğun…
Sanki soluk alışlarımda senin suskunluğun,
senin uzaklığın yankılanıyor.
Bir zamanlar sesinle dolan bu odada
şimdi saat tıkırtısından başka bir şey
duyulmuyor.
Zaman bile senden sonra geçmek bilmez
oldu.
Dakikalar uzadıkça,
adını daha çok fısıldıyor içimden biri.
"Gel…" diyor,
"Bir kere daha gülüşünü göster…"
Ama cevap yok.
Senin sessizliğin, kalabalıktan daha
gürültülü.
Anılar gözümde büyüyor.
Seninle yürüdüğüm sokaklara şimdi yalnız
adım atıyorum.
Seninle konuştuğum bankta artık rüzgâr
oturuyor yanımda.
Ve o rüzgâr,
her esişinde adını fısıldıyor kulağıma;
acıtarak, kanatarak,
ama hiç unutmayarak…
Geceleri uyuyamıyorum.
Uyusam bile,
rüyalarımda ya seni arıyorum,
ya da yine seni kaybediyorum.
Her uyanışımda
kalbim daha da yorulmuş oluyor.
Çünkü uykuda bile hasret var.
Çünkü bu sensizlik,
sadece gündüzü değil, gecemi de boğuyor.
Kalbimle konuşuyorum bazen,
"Unut artık," diyorum,
"Alış," diyorum.
Ama o,
her seferinde inadına senin adını atıyor her
atışında.
İnadına seninle doluyor.
İnadına senin için atmaya devam ediyor.
Ve ben,
kendi kalbime yenik düşüyorum her
seferinde.
İnsan bazen birini değil,
onunla kurduğu dünyayı özlermiş.
Ben seni özlemiyorum sadece,
sana ait olan her şeyi özlüyorum.
Sesini, nefesini,
birlikte sustuğumuz anları bile…
Özlemek dediğin şey
bir çığlıksa içten içe,
ben artık o çığlığın içinde boğuluyorum.
Kendime soruyorum bazen;
"Sen miydin yanlış olan,
yoksa gidişin mi?"
Ama hiçbir cevap,
sensizliğin bıraktığı boşluğu doldurmuyor.
Ve hiçbir kelime,
yokluğunun acısını hafifletmiyor.
Söylesene…
Bir insan başka bir insanın yokluğunda
nasıl bu kadar azalsın?
Nasıl olur da varlığıyla bütünleştiği biri
gidince
bu kadar eksik kalsın?
Ben sana değil,
senin olmadığın bu dünyaya
dayanamıyorum artık.
Gelsen,
belki hiçbir şey değişmeyecek.
Ama şu boğazımdaki düğüm çözülecek.
Belki bir tebessüm,
belki sadece bir bakış…
Ben onlara bile razıyım artık.
Çünkü ne zaman sensizlikle baş başa
kalsam,
bir kez daha anlıyorum:
Ben bu yoklukta değil,
sadece sensizlikte boğuluyorum…
Kayıt Tarihi : 7.8.2025 14:50:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Sensizlikte Boğuluyorum
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!