Senin adının ne olduğu Şiiri - Hamza Aks ...

Piyanoların ardından yeşile çalıyor binalar buğularında, korkuyorum
Köşede bir kahve dükkanı ve gözlüğünün çerçevesi kalın bakıyorsun
Aşk her şeyin mazeretidirya, Zinnure
Olgun tezahürüdür büyük kararların, sormadan dünyaya getirmek gibi birini
Kemale ermiş bir soru gibi varlığın temel esasına dair
Ağaçlar yol boyunca iki taraflı üzerimizde, altlarından yürüyoruz
Çünkü aramak kadar güzel bir şey yok ve iz sürmeye gelmiştik aslında
Kemikli bir el şömineden geçerek yaklaşıyor kapı kulbuna

Geceleri de vururya dalgalar kıyıya sen görmesen de,
ay paramparça sularda şimdi
Çimlenmiş bir yokluğun ortasında eski bi' telefon kulübesi gibi tabelası kırık
Üç ışık giz dolu kayığıma çıkıyor ağır ağır hâki suların altından
Arnavut kaldırımından geçiyor bir adam jilet gibi
gövdesiz kolları iz bırakıyor duvar kağıtlarına, bense
eskiden beridir yağmur geçirmemesini düşünüyorum sokak lambalarının

Sen cephelerde yaşamış adama savaş diyecek ol, görürsün bayılır belki
Kurşun atmadan savaş sanatı yazandan o kadar uzakta ki
Çoban köpeğini de suçlu bulmuşlar bütün köylü etrafında, biri dev,
sarıhumma gözleri
İskeleti karanlık bi' gölge gibi, kırmızı şapkalı bi' kız hedefinde
Şöförsüz bir araba beklemez mi 60'larda sisler içinde, Zinnure?

Biz mi çıkıp gelmiştik buraya, yoksa kabiliyetimiz mi çekmişti bizi?
Hünerini açığa çıkarırya nasıl olsa insanoğlu dünyada
Yakana yakıştırırsın belki dönegelen kıpkırmızı muhayyel bi' kainatı
Dev bir balık ormanda uçuyor sarkık yüzlü gri
hamlesi gücü kadar, başa sarıyor bandı
Nöbetçilerim eksiliyor, Meryem'in yardım çocukları şifalı elleriyle odalarda
Izdırap dolu bakışlarını miras bırak bana ve hadi gel mutlak aklı birlikte övmemeye

Bazı sorular vardırya bedeli ağır, dile gelmez ki sorasın
Dilime gelen, şimdi neredesin?
Senin adın aramak olsun bir çocukluğun hayat dolu bakışlarını
Unutmaya çalıştıkça yerleşmesi zihnine
üç yaşında bir çocuğun gülüşmesi olanca içtenliğiyle
Meselelerim bir nehre karışıyor akarsular gibi
ve deniz kapalı bir sistem, yalnız içeriden girişi olan
Kırmızı bir gökyüzünde çarpışır trafik direkleri,
kıvılcımlar patlar bir şeyi kutlar gibi

Esas oğlan yıkılmaz diye bir şey yoktur, Zinnure