SENİ ANDIRAN HER ŞEYE KÜSTÜM
Sevgili…
Belki bir gün okursun diye yazıyorum,
Belki bir gün duyar da,
“Beni bu kadar sevmişti” dersin sessizce…
Bil ki ben,
Seni andıran her şeye küstüm artık…
Adının geçtiği sokaklara,
Senin gibi gülümseyen yüzlere,
Aynı şarkıyı çalan rüzgârlara bile…
Hepsine küskünüm.
Bir fincan kahvede unuttum gülüşünü,
Bir yağmur damlasında gömdüm seni,
Çünkü sen gidince
Geriye ne ben kaldım, ne umut…
Şimdi ne zaman bir gün batımı görsem
İçim paramparça oluyor.
Seninle bakardım o gün batımına,
Şimdi sensizliğin kızıllığıyla yanıyor ufkum.
Bilirsin, ben kolay kolay küsmezdim hayata,
Ama sen,
Sen gittin ya…
Artık gökyüzü bile mavi değil bana.
Artık kuşlar bile ötmez içimde.
Bir gün dönersin diye beklemedim aslında,
Ben seni beklemeye bile korktum.
Çünkü beklemek de senin adını fısıldıyordu
Ve ben seni andıran her şeye küstüm…
Bir sokak lambası yanar ya hani,
Senin gözlerini hatırlatırdı bana,
Artık o lambanın altından bile geçmem.
Bir şarkı çalardı eski bir radyodan,
Senin sevdiğin…
Artık o şarkıyı bile susturdum kalbimde.
Çünkü her şey seni anlatıyordu bana.
Çünkü her şey seni fısıldıyordu kulaklarıma.
Ve ben, seni andıran her şeye küstüm…
Küsmek de çare değil aslında,
İçimde büyüyen bu sessizlik
Geceleri parçalayan bir çığlık gibi.
Ama ne yapayım,
Ben seni sevdiğim gibi unutmayı da beceremedim…
Belki bir gün dönersin diye değil,
Belki bir gün okursun diye değil…
Sadece bil istedim:
Ben seni andıran her şeye küstüm.
Sevgili…
Ben en çok,
Seninle yaşlanamamaya kırıldım…
En çok ona küstüm…
Kayıt Tarihi : 20.11.2025 11:17:00
Şiiri Değerlendir
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.




Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!