İyi ki geldin 
vakit de ne çabuk geçiyor bak
bulutlar nasılda kaçıyor hızlı hızlı
yağmur üşütüyor artık 
güneş ne tez batıyor ufuktan
iyi ki geldin vakit bitiyor
birikmeden heybemizde zaman
saatler ömrümüzü kemiriyor
iyi ki geldin...
 içimden geldi
 kimse gelmedi
 belki bir rüzgardı sadece
 kapımı aralayan
 perdemi savuran
 kimse gelmedi aslında
 kurgularımdı uçan 
 uçurtmalarında çocukların
 kimseyi de beklemiyordum ya
 belki biraz bencilce
 sevgisizce
 her giden kendi gider
kendinden götürür
al bak güneşi tut
 tutulmaz
 hadi bük kaderin belini
 bükülmez
 kır zincirlerini yalnızlığın 
 kırılmaz
 oysa ne kadar hafiftir yüreğimiz
 gülü seyrederken bahçede 
 ama iş gül yağına geldiğinde
 nasılda hışımla döner iki sert kaya
 canını çıkartmak için gül yaprağının
 demek ki neymiş akıllım
 ağlamak la gülmek kardeşmiş
 hayat böyle 
 doğumla başlayan ölüm
ayrılık kederle eş...
 ve her saat kemirgeni yaşamın
 iç kurdu misali koca çınarın
 bu bizim içimizdeki nedir
 biliyor musun dostum
 iç kurdumuzun dişlerimidir dersin
 her ısırdığında acıtıyor kalbimizi
 iyi ki geldin
 belki de hiç gelmeyecektin
 gelmeseydin seni de alıp götürecektim
Orhan Bektaş
Kayıt Tarihi : 12.9.2011 14:09:00
Şiiri Değerlendir
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
 


Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!