Ey ömrümün sus pus köşesi,
Ey en sarsak halimde bile yıkılmama engel olan…
Dünya soğuyunca, insanlar çekilince,
Bir tek sen kalmıştın elimde –
Ve ne eller titriyordu ne de yürek.
Hatırlıyorum o uğursuz geceyi...
Bir tabancanın soğukluğuna yaslamıştım alnımı,
Dertlerim dizilmişti sıraya, tek tek vedalaşıyordum.
Ama kurşun değil, kader sustu.
Tetik kırıldı, ya da Tanrı elini koydu namluya,
Ya da… senin duan yetti beni çekip almaya.
Ben ağlarken, hıçkırıklar boğazıma dizilirken,
Yalnızlığımdan bir tek seni arayabildim.
Ve sen çıktın telefonda karşımda,
Sadece “anlat” dedin…
O gece kelimelerden bir sal inşa ettin,
Ben de intihardan geri yüzdüm o salda.
Hani yoksul günlerimiz vardı ya?
Bir simidi ikiye bölüp de,
İçine gülüşümüzü katık ettiğimiz…
O günleri de sen taşıdın bana,
Tıpkı şimdi, yüreğimi taşıdığın gibi.
İhanete uğradım, hastalandım, param kalmadı,
Bir şehrin ortasında tek başıma devrildim.
Ama sen hep oradaydın.
Düşsem de yüzümle değil, senin omzunla yere konardım.
Çünkü sen bana,
Kan bağından öte bir şeysin artık:
Yara yerime bastığın merhamet,
Sustum diye bırakmadığın tek kişisin.
Sen olmasaydın,
Bu şiiri yazacak bir adam kalmazdı belki de.
Ama şimdi bak:
Hayattayım, nefesliyim, yazıyorum.
Ve her mısram, senin varlığını kutluyor.
Arda Güzelaydın
Kayıt Tarihi : 10.10.2025 16:31:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!