Geçip gitmiş onca yıl…
Sen de “otuz” dersin, ben “elli” yıl.
Ne varsa bildiğin,
avuçlarından süzülmüş bir bir.
Ne el ele dolaştığımız o üniversite avlusu,
ne mahallenizin dar sokakları…
Ne o sabah, ne o akşam—
bildiğin ne varsa işte,
akıp gitmiş günler…
Bir ellerin kalmış ellerimde.
Geçip gitmiş onca yıl…
Sen de otuz, ben diyeyim elli yıl.
Sonbaharlar kovalamış yazları,
yazlar sürüklemiş kışları peşinden;
mevsimler mevsimleri,
yıllar yılları eskitmiş.
Bir gözlerin kalmış gözlerimde.
Geçip gitmiş onca yıl…
Sen de otuz, ben diyeyim elli yıl.
Ne sen sende kalmışsın,
ne ben bende…
Yetmişine varmışım bak,
benden geriye
bir teninin sıcaklığı kalmış yalnızca.
Geçip gitmiş onca yıl…
Sen de otuz, ben diyeyim elli yıl.
Kim varsa bildiğin, göçüp gitmiş;
ne arkadaş kalmış,
ne anne, ne baba…
O günün çocukları bile
torunlarını sever olmuş.
Bir kalbin kalmış bende.
Geçip gitmiş onca yıl…
Sen de otuz, ben diyeyim elli yıl.
Ömürler bitmiş, tükenmiş;
geriye kimse kalmamış.
Beni sorsan, belki üç beş yıl,
kim bilir—belki üç beş ay…
Bir sen kalmışsın bende,
Ne olur…
Artık sen de git benden.
Kayıt Tarihi : 26.4.2024 12:25:00
Şiiri Değerlendir
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.




Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!