Ve bir gün , Sen geldin,
Ben kendimi unutmaya razı oldum.
Adımızı bir çiçeğin yaprağına yazdım.
Belki, rüzgâr estiğinde seninle savrulmak için...
Ben seni düşünürken dünya sustu,
Kalbim bile, adını fısıldamaktan yorulmadı.
Herkes gibi sevmedim seni.
Sana ait olmayı değil,
Sende kaybolmayı istedim.
Çünkü kendimden bile, daha çok sen oldum.
Ben seni bir dua gibi içimde taşıyorum,
Gözlerimi her kapattığımda…
Bir sonsuzluk resmi gibi,
Bittiğini sanıp hep yeniden başlayan...
Seninle geç kalmak bile güzeldi,
Çünkü zaman bile yanımızda yavaşlıyordu.
Bir cümleyi bitirmeden önce
Göz göze geliyorduk ya hani…
İşte o anlarda,
Bütün dünya susuyordu sanki.
Yalnızca sen kalıyordun bende,
Ben de zaten hep sende kalıyordum.
Ben seni,
Kalabalık caddelerde, kendimi arar gibi sevdim.
Kendimden geçerek,
Kendimi unutarak,
Sadece adını içime kazıyarak…
Bir başka hayatta değil,
Sadece varoluşunla başlayan hayatta.
Çünkü sen benim
Bu dünyada ki en güzel zaafımdın.
Ne zaman adını ansam,
Dilimde bir sızı başlıyor,
Ama ardından bir huzur geliyor.
Yani sen acı gibi değilsin…
Sen, acının içindeki iyileşme gibisin.
Sen geldin…
Ve ben kaybolduğum yerlerde yol buldum.
Ezberlediğim hüzünleri unuttum,
Kalbim ilk kez ezber bozdu.
Hiç bir yerde, durmadan,
Yıkılmadan,
Kırılmadan…
Kalabilmenin ne demek olduğunu
Sana sarılınca öğrendim.
Sen geldin…
Ve ben artık
Hiçbir şairin yazmadığı
Bir cümlenin içinde
Kendime rastladım.
Ve en güzel cümlem ;
iyi ki geldin, yarım kalmış aşkın mimarı.....
Kayıt Tarihi : 6.7.2025 13:01:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!