Sen Bir Diken Bağı
Yazık oldu gençliğime,
Boşa geçen genç ömrüme...
Bir gül seçtim bu gönlüme,
Sen olmuşsun diken bağı! Gel de sarıl sen yerime.
Elazığ’da, Palu yanı,
Palu'da var Gök Meydanı...
Tahir ile Zühre aşkın şehitleri,
Sen öyle sev, ben de seni!
Çözülsen diken bağından,
Süzülsen aşk yağından,
Ayrılsan şeytan çarkından...
Artık gözüme görünme, ne uzaktan ne yakından!
Âşıkların dudağında,
Kitapların yaprağında...
Vura vura göğsüm yara,
Tat kalmadı dilimde, damağımda.
Gök Meydanı, polis, asker...
Darağacı, cellat bekler.
Zühre, Tahir’e sarılır,
Tahir’in bağlı bilekler...
Ne bayram var ne de savaş,
Gök Meydanı insan doldu yavaş yavaş.
Arap Hoca oldu siyah bir taş,
Âşıkların yüreğinde yandı ateş...
Gök Meydanı, şehitlere oldu mezar,
Tarih bunu böyle yazar.
Her sene o gün bayram,
Âşıklar gelip eder nazar.
Sanma ki Salih düzer,
İncecik kalpleri üzer...
Kardeşine mezar kazan,
Cehennem ateşinde yüzer!
Haksız yere bağlanmıştı bilekler,
Darağacı kurulmuş, çakılmıştı direkler.
Uçtu beyaz güvercin, Hakk’a vardı dilekler...
Yavaş yavaş alevlendi, yandı yürekler.
Kayıt Tarihi : 7.2.2025 02:59:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!