Sen gönlünü rahat tut sevdiğim
takma sakın beni kafana
düşünme
sıkılma
bunalma
alışkınım ben yaşadığım hayata
Duymak istemiyorum kimseyi
canımı yaktınız bırakın artık beni
kaldıramıyor bu yürek
söylediğiniz boş şeyleri
dönüp te bir kendinize bakın
kırmadan kalpleri
Korkum senden olamaz asla
olur ancak senden ayrılınca
yüreğim üzgün kalır
sen olmayınca
Yar bana nedensiz küsmelerin
Günaydın ömrüm
bu sefer de bitirdim geceyi
beraber başardık
bak güneş nasılda doğdu
tüm ihtişamınla
ve güzelliğinle
Eyy gençliğim nerdesin?
ulaşılması imkansız bir zirvedesin
düştün kalkmadın hep yerlerdesin
sevdin,sevilmedin biçare bezgin dilencisin
Ruhum çürümüş bir et parçası gibi kokuyor
Saklı bahçemin solgun gülleri gibi yorgun yüreğim
her bir yağmur damlası gibi ağlıyor benliğim
denizin dalgaları gibi hırçınlaşmak istesemde
bir okadar da ketum gözlerim
rüzgarlara teslim olmuş kuru bir yaprak gibi savrulan
geçmişimin izlerini taşısamda
Arzulaman gerekmez ki beni
ya da şehvetini satırlara dökmeni
aşka yaz evet
sevda ya yaz
yazılacak ve yazılamıyacak olanları bile yaz
Gecelerin sonsuzluğuna gitmek
o şehire yerleşmek istiyorum
yanlızlara yanlızlığı sormak
gözyaşlarını silmek istiyorum
Gri bir buluta sarılmak
Acılar bir kolye gibi boğazımda
çıkarttamıyorum
atamıyorum
kurtulamıyorum
gözlerim boşlukta
Hala bembeyaz ve hala tertemizsin
prenses....
diye yazmış incitanem satırlarıma
gözyaşlarım la okudum
içim yanıp,yanıp tutuşmakta
nasıl bir sevda bu
semiha hanım! dilinize,yüreğinize sağlık...devamını bekleriz...