Bugün bir kez daha çaresiz düştüm yere dostum,
Kaldırım kenarlarında ezildi arta kalan son umudum.
Her geçen bir kez çiğnedi, ufaldım, ufaldım...
Bak yüzüme, konuş, durma öyle sessizce,
Sen de susarsan sonsuza dek sürer sükûtum.
Öyle uzaklara git ki, bir daha ne varlığından haber alayım ne yokluğundan,
Artık yoruldum senin zamansız kararsızlıklarına kahrolmaktan..
Bana fayda gelmez üzerine yalan sinmiş sevda lakırdılarından,
Dürüstçe nefretini haykır ki; birkaç iyi şey yad edebileyim arkandan.
Git, artık karşılaşmayalım ki; bir ok daha saplanmasın kalbime bakışlarından,
Perdeler ıssızlığıma kapanır her biten filmin sonunda,
Hep karanlık, buruk bir acı kaplar bedenimi.
Kalbimde açtığın her yara tazeliğini korur da;
Asıl ölüm yaşatan, daha duymadan ezip geçmendi yeminimi..
Bir an duraksamadan gözlerinin cennetine ömrümü adardım da,
Sessizliğimin her anı kendimle yüzleşmeme uzanan bir yol,
Mesafe uzak, tek erzağım anılarımı sırtıma çabuk yükle hancı!
Dünya sahnesinde kazandığım, figüran oynanan bir rol..
Işıklar sönünce bir ben varım, bir de gerçek olan sancı..
Bekleyişimin hangi anına layıktın bir kez olsun kendine sor!
Döndün, belki acılarımın karanlık batağına saplanmaya,
Ya da sadece gördün, olmayacağını böyle bir yaşamın
Belki unuttun sen o gül kokan günleri ama
Ben her dem kendi içinde onlara ağlayanım..
Sana bundan sonra benden ne dost olur ne hasım
Ne kendime yararım var ne de kaldı mutlu bir kısmım
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!